Yaratılmış olan her canlı hangi ortam ve şartlarda olursa olsun yine Rabbimiz tarafından, bu şartlarda en iyi şekilde yaşayabilecek, savunma ve kabileyetlerle donatılmıştır. işte bu yazıda konu olarak, buzullarda yaratılmış olan kutup ayısını ve onun insanı hayrete düşüren kabiliyetlerini inceleyeceğim.

Şayet Yüce Rabbimiz kutup ayısını bembeyaz değilde, siyah yaratmış olsaydı, düşmanlarından korunması biraz daha zorlaşacak ve bu şekilde iki buçuk metre boyunda ve 800 kilo ağırlığındaki bu dev ayı, çok rahat düşmanlarına yenik düşecekti.
Dondurucu soğuklara ve kar fırtınalarına karşı, Cenab-ı Hak onları derilerinin altındaki kalın bir yağ tabakasıyla birlikte yaratmıştır. Bu yağ tabakası onların ısılarını belirli bir derecede muhafaza etmelerini ve üüşümemelerini sağlar.
Usta bir dalıcı olan kutup ayısı, saatte 9 km.'lik bir hızla güçlü bir şekilde yüzer. Yüzerken profosyonel ayı, ön ayaklarını bu iş için kullanırken, arka ayakları da suda süzülür. Parmak aralarındaki perdeler onların yüzmelerini daha kolaylaştırırken, araka kısmında buluna 7,5 cm.'lik yağ tabakası da ayının su içerisinde batmadan ilerleyebilmesini sağlar. Ayrıca bu hayvanların hepsi sanki yüzme eğitimi almışcasına başlarını ileri doğru uzatarak yüzerler. Deniz çok dalgalı olduğunda ise başlarını suya sokar, zaman zaman da hava almak için dışarı çıkarırlar.
Denizden karaya çıkan kutup ayısı, üstündeki suları silkinerek atarken tüylü tabanları sayesinde de soğuk buzulların üzerinde rahatlıkla yürür. Şayet kovalanacak olursa, yüzmede gösterdiği başarıyı koşmada da göstererek saatte 27 km. hızla koşar. İşte bu noktada bütün bu mükemmel yetenekleri, evrimcilerin savundukları gibi "doğadan gelen bir iç güdü" diye yorumlamak çok yanlış olur. Tüm bu harkulade ve yaşadığı ortama en iyi uyan tavırlar, ancak sonsuz bir aklın ürünü olabilir.
Genellikle kutup ayılarının uçsuz bucaksız buzullarda, nasıl besin buldukları merak konusu olmuştur. Rezzak (Rızık Veren) Rabbimiz diğer canlılarda olduğu gibi kutup ayılarının rızıklarını da en güzel şekilde belirlemiştir.
Kutup ayısının en sevdiği besin fok balığıdır. Bazen de küçük memeli hayvanlar, kuşlar ve bitkilerle de beslenir. Ayılar her ne kadar yüzme konusunda ustalarsa da, fok balıkları da bu işi iyi bildiğinden kolay kolay avlanmazlar.
Kışın foklar, buzulların altından delik açarak, denizden yukarı çıkıp nefes almak zorunda kalırlar. Bu yüzden kutup ayısına yakalanma riskleri de artar. Fok balıklarının açtığı bu deliklerinin altında beliren siyah burnu dışında her yeri bembeyaz olduğu için hiç dikkat çekmez. Ayının siyah burununu kamufle etmek için yaptığı hareket, insanı hem çok şaşırtıp, hem de ayıya şevkat duymamızı sağlar. Ayı, fok balığının dikkatini çekmemek için siyah burnunu iki bembeyaz patisiyle kapatıp, deliğin kenarında bekler ki, bu sevimli hareketi ayının kendi başına düşünüp akletmesi imkansızdır.
Bazen de fokların nefes alma deliklerinin yanındaki yuvalara yavrularını saklarlar. Yavruların kokusunu alan kutup ayıları, yuvayı bulup yavruyu kaparlar. Kutup ayısının kullandığı avlanma taktiği ise gerçekten akıl almaz incelikte ve mükemmelliktedir. Ayı, kar tepeciklerinden yaralanarak avına iyice sokulur ya da suyun altından yüzerek, bir buz tabakasının kenarında uyuyan fokun yanında, ani bir hareketele su yüzüne çıkıp ön pençesiyle bir vuruşta foku ezer. Elbetteki ayının sahip olduğu bu usta avlanma taktiği Yüce Rabbimizin ilhamıyla kazanılmıştır.
Ayı denilince ilk akla kış uykusu gelirken, kutup ayıları uykuya pek düşkün değillerdir. Yalnızca hamile olan dişi ayılar kış uykusuna yatarlar. Yeni doğan yavrular ise tam bir şirinlik abidesidirler. Besin ihtiyaçları da doğduklarında anneleri tarafından karşılanıcak şekilde yaratılmıştır. Anne ayının sütü çok yüksek oranda yağ içerdiği için bu sütle beslenen yavrular çok çabuk büyürler.
Şimdiye kadar edindiğimiz bilgilerin ışığı altında oturup düşündüğümüzde kutup ayılarının sahip olduğu özellikler; arka kısmındaki yağ tabakası, ayaklarındaki perdeler, yüzmede gösterdiği performans hemen akla bunların evrimcilerin savunduğu gibi zamanla evrimleşerek kazanılan özelliklerin kesinlikle olamayacağını getirir. Kutup ayısı, ne kamuflaj sağlayan beyaz rengine ne de diğer mucizevi özellikerini kendi başına tayin edecek ve uygulayacak bir güce sahip değildir. Bu güç yalnızca herşeyi yoktan vareden Muhyi (dirilten), Mümit (öldüren) Yüce Rabbimzin gücüdür.