ZİFİRİ KARANLIKTA IŞIĞI YAKALAYAN BİR ORGAN; HİPOFİZ
İnsanlar ve diğer bütün canlılar, kendileri için kullanıma hazır, tam teşekküllü, sınırsız ayrıntıya sahip çok değişik bir ortamda yaşama başlarlar.
Patlayan sonsuz yoğunlukta bir noktanın birbirinden hızla uzaklaşan parçalarından biri olan dünya, çekirdeğindeki 4000 derecelik sıcaklıktan etrafında kedisiyle birlikte ilerleyen gazlara kadar yaşama uygun şekilde varedilmiştir. Boşluktan akıl almaz bir hızla ilerleyen ve bu güne kadar sayısının hiç kimsenin tesbit edemediği bu kütleler, aynı malzemeden oluşan maddelerdir. Ama bunlardan Allah'ın seçip ayırdığı bir tanesi, yaratılmış olan en güzel varlığa tam bir uyum içinde olan kusursuz bir barınaktır.
İşte insan hiçbir noktasında uyumsuzluk olmayan böyle mükemmel bir ortama gözlerini açar.
Hiç tanımadığı bir insanın gövdesinde hiç bilmediği bir şekle girmeye başlarken dışarıdaki şartlara en uygun olan bir mekanizmanın şifresi yavaş yavaş çalışmaya başlar. Bizim DNA zinciri olarak tanıdığımız bu şifrenin sahibi atmosferi oluşturan gazlardan, topraktan bulunan minerallere, güneşin dünyaya gönderdiği X ışınlarından, yağmur suyunun atomlarına kadar her türlü teknik bilgiye sahiptir. Sahip olduğu bu bilgiyi de hücreler arasında paylaştırarak, bu koşullara uyacak kusursuz bir beden oluşturmaya başlar.
Ciğere dönüştürdüğü hücreyi havadaki oksijeni kullanacak şekilde biçimlendirir, gözün yapısını güneşten gelen ışınların gücüne ayarlı olacak şekilde organize eder, ter bezleriyle dışarıdaki ısıyı dengeleyen özel bir sistem geliştirir, gelişimini topraktaki minerallere bağlayan bir çalışma düzeni ayarlar.
İşte bütün bu karmaşık yapının içinde DNA'ların oluşturmakla görevli olduğu bir de "biyolojik saat mekanizması" vardır. Bu saat geceye, gündüze, mevsimlere kısaca dışarıdaki her türlü teknik değişimi anında vücuda haber veren bir meteoroloji merkezi gibidir.
Bilim adamlarının hipofiz bezi olarak adlandırdığı bu merkez, ışığın asla ulaşmadığı kalın bir zırhın altında inşa edilmiştir.
Bu kalın kemik yapının altında zifiri karanlığa mahkumken, bu küçük organın hangi sistemle dışarıdaki karanlığı anlayabildiği hala anlaşılamamıştır. Aynı zamanda etrafı kanla ve sinir hücreleriyle çevrili bu salgı bezinin mevsimlerin değişimini anlayabilmesi de büyük bir sırdır.
Bilim adamları hipofizin kendine has bilinmeyen dünyasını araştırdıkça, bu küçük organın üstlendiği sorumluluğun büyüklüğü de ortaya çıkmaya başlamıştır. Vücuda dış dünyaya uyum emrini veren bu gizli komutan, birçok canlının güvenliğini, rahatlığını ve soyunun devamlılığını sağlamakla görevlendirilmiştir.
Kertenkelelere, yer sincaplarına dışarıdaki havaya göre, vücut ısısı ayarlayan, kuşlara göç etme zamanının geldiğini bildiren, geceleri gizil tehlikelere karşı deriye renk değiştirme emrini veren geyiklere hangi mevsimde boynuz çıkaracağını öğreten bu küçük et parçasıdır.
Beynin içindeki karanlık köşelerden birinden dışarının ışığını takip eden hipofiz, üreme içinde en uygun zamanı tesbit eden bir teknolojiye sahiptir. Eğer hayvanın neslinin devamı sıcak bir yaz havası gerektiriyorsa, hipofiz hemen harekete geçer. Ve gereken sıcaklık ortamında üreme organlarını üremeye hazır hale getirir. Üremesinde karanlığın ve aydınlığın rol oynadığı bir durumda hipofiz dışarıdaki aydınlığın dercesini tespit ederek hareket eder. Karanlıkta yumurtlaması gereken bir hayvanda karanlık çöker çökmez üremeyi sağlayacak hormonları salgılamaya başlar. Bu kimyasal bir reaksiyondur. Fakat hipofizin karanlığı nasıl bir kimyasal reaksiyona dönüştürdüğü asal anlaşılamayan bir konudur.
Hemen hemen bütün işleri sır olan bu organ havyanların vücut sıcaklığını mevsime göre ayarlar, vücuttaki yağ birikimini sağlar, kış uykusunun vaktini tayin eder. Ama hepsinden önmelisi zamanlamanın başka hiçbir olayda olmadığı kadar önem teşkil ettiği üreme mekanizmasının proglamlamasıdır. Yavruyu dünyaya en uygun zamanda getirecek bir sistemi, en ufak bir sapma olmadan büyük bir titizlikle çalıştırır.
Cenab-ı Allah karanlığın içinden aydınlığı tesbit edebilen, küçük bir et parçasıyla, doğada akıl almaz bir denge ve güzellik yaratmıştır. Ve yaşam için uygun gördüğü bu mükemmel sistemde hipofize, insan aklının hala çözemediği özellikler vererek yaşamın sırlarından birini daha bizim için varetmiştir.