SARSILMAZ DAĞLAR
Dünya, uçsuz bucaksız bir boşluğun içinde, Allah tarafından belirlenmiş bir yörünge istikametinde dönüp duruyor. Koskoca bir evrenin içinde varolmamızı aslında hiç de kolayca alışabileceğimiz türden bir ayrıntı değil. Yaşamı sağlayan herşey belli bir oran dahilinde süregitmekte ve hiçbir aksaklığa mahal vermemektedir. Dünyanın güneşe ve aya olan uzaklığı, eğikliği, atmoserin özellikleri, zararlı ışınları süzmesi ve gsgyı ihtiyaca göre iletmesi, herhangi birinin olmaması ihtimalinde yaşamın yokolmasınaneden olacak birkaç sebeptir. Hepsini tesadüfe bağlamak mantık dışı olacağı gibi, hepsinin ayrı ayrı, ince bir dengede meydana geldiğini düşünmek de imana vesile olmaya yeterlidir. Herbirinin olağanüstülüğü ve ancak özel hesaplamalarla ortaya çıkarılabilecek oranları, üzerine milyonlara kitap yazılabilecek niteliktedir.
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
Dağları da birer kazık? (NEBE, 6,7)
Dünya, uçsuz bucaksız bir boşluğun içinde, Allah tarafından belirlenmiş bir yörünge istikametinde dönüp duruyor. Koskoca bir evrenin içinde varolmamızı aslında hiç de kolayca alışabileceğimiz türden bir ayrıntı değil. Yaşamı sağlayan herşey belli bir oran dahilinde süregitmekte ve hiçbir aksaklığa mahal vermemektedir. Dünyanın güneşe ve aya olan uzaklığı, eğikliği, atmoserin özellikleri, zararlı ışınları süzmesi ve gsgyı ihtiyaca göre iletmesi, herhangi birinin olmaması ihtimalinde yaşamın yokolmasınaneden olacak birkaç sebeptir. Hepsini tesadüfe bağlamak mantık dışı olacağı gibi, hepsinin ayrı ayrı, ince bir dengede meydana geldiğini düşünmek de imana vesile olmaya yeterlidir. Herbirinin olağanüstülüğü ve ancak özel hesaplamalarla ortaya çıkarılabilecek oranları, üzerine milyonlara kitap yazılabilecek niteliktedir.
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?
Dağları da birer kazık? (NEBE, 6,7)

"O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır. Bunu görmektesiniz. Arzda da sizi sarsınıya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi." (Lokman,10)
Dağlar yeryüzündeki büyük yer tabakalarının uçlarında yükselir, ve tabakaları birbirlerine bağlar. Bir başka deyişle, bu bağlantıların yokolması yer tabakalarının başıboş kalması anlamına gelir. Aynı şeklide dağlar, yerkabuğuna yaptığı basınç ile, dünyanın merkezindeik mağma hareketlerini etkisinin yeryüzüne ulaşarak, yerkabuğunu parçalamasına engel olurlar. Yani dağların olmaması durumunda, yerkürenin içinde milyonlarca derece sıcaklıktaki ve sürekli hareket halinde olan mağma tabakası, bulabildiği en uyğun bölğeleren yeryüzünün dışına doğru çıkacaktır. Şimdi, ancak bir yanardağdan belli dönemlerde beklediğimiz tepki, bu defa hiç bilinmedik bir yerden hiç bilinmedik bir zamanda meydana gelecektir. Ve yine karaları birbirine bağlayan bağlantıların v e maımaya basınç yapan bir mekanizmanın olmamasının etkisiyle harçlar kolyca harekete geçecek, mağmanın yeryüzündeki etkisiyle depremlerin arı arkası kesilmeyecektir. Aynı şeklide şiddetli rüzgarlar, hiçbir engel ile kesilemeyecek ve tüm bunların neticesinde böyle bir ortamda herhangibi bir canlının yaşaması mümkün olmayacaktı.
Dağların oluşum sebepleri çeşitlidir. Buzulları yğımur ve eriyen karasuları, yer hareketleri toprak kayması vs. hepsi oluşumları için birer sebeptir. Ancak asıl olan farklı cinslerdeki kaya parçalarının biraraya gelip, lıllar içerisinde bu muhteşme iman delilerini oluşturmalarıdır. Bunları biraraya getirip, insanların hiztmetine sunan yüce bir kudrettir. Tüm bu delillerin ortadan kalkması da yine yüce Rabbimizin dilemesiyledir. Bizler için geriye ancak ameller ve salih davranışlar kalacaktır. Allah yaratmadaki üstünlüğünü saymakla bitiremediğimiz milyonlarca örenekle gözelr önüne vermiştir. Bu gerçek karşısında insan, ancak kendi aczinin farkında olarak hareket etmek ve üzerine düşen yükümlülüğü gereği gibi yapmamakla sorumludur.