USTA AVCILAR
Rahman olan Allah'ın yaratmış olduğu bitkiler olmasaydı, kuşkusuz pek çok canlı varlık yaşamını sürdüremezdi. Çünkü bu canlılar, hayatlarının devamlılığı için, besin kaynakları olan bitkilere ihtiyaç duyarlar. Oysa bitkiler, besin aramaya gerek duymadan, güneş ışığından yararlanarak, kendi besinlerini kendileri üretebilirler. Çünkü Cenab-ı Allah bu varlıkları, ihtiyaçlarını, toprak, su ve güneş ışığıyla karşılayabilen bir mekanizma ile beraber yaratmıştır. Ancak bazı bitkiler vardır ki, ihtiyacı olan elementleri üzerinde yaşadıkları topraktan karşılayamazlar. Bunun nedeni, bu toprakların -bataklık gibi-, bitkiler için besin değeri yeterli olmayan topraklar olmasıdır. Normal koşullarda bulunduğu ortamdan yeterli besin alamadığı için yaşayamaması gereken bu bitkiler, son derece değişik bir yolla. Bunlardan biri olan venüsler, diğer bitkilerin kökleriyle topraktan karşıladıkları vitamin ihtiyaçlarını sinek ve böcekleri yakalayarak giderirler. Böylece Cenab-ı Allah'ın ilhamıyla gerçekleştirdikleri bu akıl almaz avlanma taktiğiyle kendileri için belirlenmiş rızıkları elde ederler.
Usta birer avcı olarak yaratılan venülerin, avlanmak için kullandıkları metodlar, hayret verici özelliklerle doludur. Bunlardan biri avladıkları böceklerin vücudundaki azottan faydalanabilmeleri için, kullandıkları elektirksel mekanizmadır. Bu sistem , venüslerin içlerinde doğal olarak mevcut olan ve istedikleri an devreye sokulan akıl almaz bir avlanma metodudur. Bitki kendisine besin olarak uygun gördüğü bir ava rastladığında kapakların iki elin birbirine kenetlenmesi gibi sıkıca kapayarak, avını gövdesinin içine hapseder.
Hareket kabiliyetine sahip olmayan bu bitkilerin besinlerine ulaşmaları ise, kendilerine has ve avlarına çekici gelen son derece cazip özelliklerin varlığı ile mümkün olmaktadır. "Dişli bir kapan" görünümündeki bu bitkinin kapan görevini gören yapraklarının iç kısmı, kırmızı renklidir. Bu renk bitkiyi cazip kılan ve etrafındaki böcekleri kendisine çeken bir renktir.
Ayrıca venüs bitkisi, böceğin ilgisini çekmek için, şeker kokulu bir sıvı salgılar. Salgıladığı bu kokuyla, avının yaklaşmasını sağlayan venüs bitkisi, ilk hamleyi başarıyla sonuçlandırmıştır.
İkinci hamle ise, şeker kokulu sıvıya ulaştığını düşünen sineği içine hapseden bitkinin, elektriksel mekanizmasını devreye sokmasıdır. Herşeyden habersiz olarak, venüs bitkisinin kırmızı renkli yapraklarının içine giren sinek, birden bire kendini karanlık bir odanın içine hapsedilmiş olarak bulur. Bunun sebebi, çok ufak bir harekete karşı bile duyarlı olan bu bitkinin, ani bir hareketle kapaklarını avın üstüne kapatmış olmasıdır. Saniyelik bir süre içerisinde gerçekleşen bu işlemle, sineğin tek bir hareketi, sinyal vazifesi görerek, bitkinin elektrik sistemini harekete geçirir. Böceğin kurtulmak için yaptığı her çırpınış ise elektriksel uyarılarının devam etmesine ve dolayısıyla yaprağın daha da sıkı kapanmasına vesile olur. Bundan sonra venüs bitkisi, eritici bir salgı salgılayarak sineği eritip, sindirime hazır hale getirir. Sindirim işlemi bittikten sonra, bitkinin kapanları yeni bir avın gelmesini beklemek üzere yeniden açılır.
Diğer bitkilerden farklı olarak, yaşaması için havada uçan bir böceği yakalamak zorunda olan venüs bitkisinin, bütün özelliklerinin bu duruma elverişli olması çok büyük bir mucizedir. Venüs havadaki sineklerle beslenmek zorundadır ve tam buna uygun olarak da sinekleri kendisine çeken bir koku yayma özelliğine sahiptir. Bir sineği yakalamak için son derece büyük bir sürat gerekirken, venüs bitkisi mucizevi bir şekilde bu sürate de sahiptir.
Aynı zamanda böceklerin bitkiler tarafından yenmesi ve sindirilmesi normal şartlarda imkansızken, venüsün gövdesinde bu sindirimi yapabilecek böylebir sıvı da bulunmaktadır. Bütün bunlar birbirinden bağımsız ve teknik olarak da oldukça farklı özelliklerdir.
Bir bitki avını kendisine çeken bir kokuya sahip olsa bile, yakalayabilmek için gerekli sürate sahip olamayabilirdi ya da süratli olsa avının kendisine konduğunu fark edebilecek hassas hücreleri olmayabilirdi. Bütün bunlar birarada olsaydı bile, bu sefer besini sindirebilecek bir enzim salgılayamayabilirdi. Kısacası ancak, bunlardan bir tanesinin bile eksik olamaması halinde varolabilecek venüs bitkisi, Allah'ın insanlara mucize bir varlık olarak sunduğu çok önemli bir yaratılış delilidir.
Bu bitkinin oluşumundaki her detayda, çok ince bir akıl ve hikmet tecelli eder. Örneğin kapan kapandığında, bir anda buluşan kenar dişler, sıralı biçimde dizili oldukları için kapanırken üst üstü binip çarpışmazlar. Venüs bitkisi, üzerine böceklerin konmasıyla meydana gelen elektrik sinyalleri sayesinde tuzağını çalıştırır. Ama buradaki inanılmaz yön, başka herhangi bir dokunuşa karşı venüslerin aynı tepkiyi vermemesidir. Avlamak istediği böcek üzerine konduğu anda sımsıkı kapanan bitki, üzerine bir yağmur damlası düştüğünde kapaklarını kesinlikle hareket ettirmez. Aynı durum cansız varlıklar için de sözkonusudur. Aksi halde üzerine sürekli yağmur suyu ve toz gibi maddeler gelen bu bitkinin kısa sürede açılıp kapanmadan dolayı parçalanması gerekirdi. Dolayısıyla venüsler bu şekilde kesinlikle nesillerini devam ettiremezlerdi.
Venüs bitkisi, sineğin ayakları ile su damlası arasındaki biyolojik farkı anlayabilecek bir zekaya sahip olası imkansızdır. Çünkü böyle bir kararı verebilmek için hem sineği hem su damlacığını görebilmek, birbiriyle kıyaslayıp aradaki farkı anlayabilmek ve ona göre tavır değiştirmek gerekmektedir. O halde diğer bitkilerden biyolojik olarak, hiçbir farkı olmayan venüsler, irade ve şuur gerektiren böyle bir tavrı hangi şekilde geliştirebilmektedirler? Bütün bu özelliklere kendi başına sahip olamayacağı açık olan venüs bitkisi, sadece Rabbinin kendisi için yarattığı nimetlerden faydalanmaktadır.
Bir böceğin bütünüyle sindirilmesi iki hafta sürerken, sindirim tamamlanınca böcekten arta kalan sert kabuk ve kanatlar dışarı atılır. Yumuşak kısımları sindiren venüs bitkisinin kalın kabukları dışarı atması balık yiyen bir insanın kılçığını ayıklaması kadar şuurlu bir harekettir. Kendisi için neyin fayda sağlayıp neyin sağlamayacağını bilen bu bitki böyle bir seçicilikle zeka gösterisinin son hamlesini de tamamlamış olur. Bu özellikler, venüs bitkilerinin sahip olduğu akıl almaz üstünlükteki yeteneklerinin sadece bir kısmıdır.
Bitkilere bu ihtişamlı sistemi bahşeden Rabbimimz böylellikle onların rızıklarına ulaşabilmelerine engel olacak en ufak bir eksiklik bırakmamış, rahmetiyle hertürlü tedbiri almıştır.