İçinde bulunduğumuz evren Cenab-ı Allah'ın yarattığı her canlı üzerinde rahmetini ve inayetini tecelli ettirdiği harikalarla doludur.Her calıyı kendisine en uygun koşullarda var eden Rabimiz su kaplumbağalarını da acı ve tuzlu sularda sağlıklı yaşabilecek şekilde yaratmıştır.
Gelgitin girebildiği ırmak ağzı ve denizlerde bulunan su kaplumbağasının yanlızca tuzlu suda yaşaması fariptir. Fakat bu hayvan tatlı suda beslendiği zaman derisinin üzerinde mantar yetişir bu da ancak suya tuz katarak giderilebilir. İnsalar ise bunun hikmetini ancak çok sonraları anlayabilmişlerdirZamanlarnın çoğunu palet görevi gören perdeli ayaklarıyla yüzerek geçiren kaplumbağalar, belirli aralıklarla yanlız burunlarını suyun duşuna çıkarırlar.Rablerinin ilhamıyla boyunlarını doğal" şnorkel" kullanan bu hayvanlar,ağır kabuklarına rağmen arka ayaklarını ustaca kullanarak baamanın yolunu da bulmuşlardır.
Deniz kaplumbağalarının çoğulmaları ise adeta merasimdir ve gerçektende hayret verecek derece de ilgiçtir. Bu hayvanlar her sene yumutlama döneminde uygun bir yer bulabilmek için kilometrelerce uzkalıkta yol katederler. Öyleki bazen bu 150-200 kilometreye varan bir yolculuktur. Sessiz sedasıs teslimiyeti içinde yaşayan bu hayvanların nesillerini devam ettirmik için bu derece fedakerane bir gayret içinde olmaları kuşkuzsuz yanlıza Allah'ın dilemesiyle gerçekleşebilir.Yumurtaları bırakmak için ideal yeri tesbit eden dişi kaplumbağaların neredeyse hepsi aynı anda biraraya gelirler ve muhtemel tehliklere karşı kumsala çıkmak içim geceyi beklerler. Bu gerçektende muhteşem bir görüntüdür. Kıyıda sıkışık bir halde toplanan binlerce dişi kaplumbağa kilometrelece uzaktan yola çıkarak müthiş bir zamanlama ile aynı gece bir araya gelmişlerdir. Nitekim birbirlerinden habersiz oldukları halde adeta sözleşmeşcesine gerçekleşe bu büyük buluşmayı kendilerine tek bir yaratanın ilham ettiği çok açıktır. Daha sonrasında ise kumun üzerinde topluca çukur kazma faaliyeti başlar. Kaplumbağaların her biri öğretilimişcesine alt göğüs zırhlarını öne kaldırı;p arka ayaklarıyla iterek kumları adeta buldozer gibi itmeyi bilmektedirler. Böylece kazma işi kolayca halledilir. Her dişi bu çukurların içine en az 100 tane yumurta bırakır. Kaplumbağaların inanılmaz yetenekleri bu kadarlada sınrlı değildir.YUmurlam işi bittikten sonra da bu hayvanlar çukuru tekrar kumla doldurur hatta yerlerinin belli olmaması içn etraftaki kumları karıştırırlar. Kaplumbağaların böylesine uzun vadeli bir plan yapmaları kuşkusuz çok zekicedir.Artık milyonyarca yumurta kumların altında ideal bir ortanda ve güvenliktedir.Anne kaplumbağalar ise görevlerini tam bir disiplin ve itina ile yerine getirmiş ve buradan ayrılarak dönüş yolunu tutmuşlardır bile.
Artık yumurtalarla ve yeni doğacak yavrularla hiç bir ilişkis kalmayan dişi kahlumbağalar onca fedakarlığı e gayreti hiç karşilıksız yanlız Allah'a boyun eğdikleri için göstermişlerdir.Aşağı yukarı iki ay sonra yumurtanın içindeki yavrular yumurtaları kendiliklerinden delerek güneş doğmadan önce dışarı çıkarlar.Bu zamanlamanın hikmeti ise akıllara durgunluk verecek niteliktedir.Çünkü yavru kaplumbağalar yeni doğan güneşin denizin usuları üzendeki yansımsın kendilerine bir rehber olarak kabul edip ner taraftan birden hücum eden yağmacı kuşlardan ve avcı hayvanlardan alelacele koşarak denize doğru kaçmaktadırlar. Henüz yumurtanın içindeki bir hayvanın böylesine akıcı bir zamanlama ile dışarı çıkabilmesi için güneşin harektini ,yansına kanununu bilmesi hatta düşmanlarındanda haberdan olmsı gerekir. Bu ise ancak tüm alemlerin Rabbi olan Allah'ın rahmeti sayesinde mümkündür. Çünkü bütün varlıkların durmlarını ve davranışlarını mutlak iradesiyle taktir eden ve mükemmel yetenekler bahşeden yanlızca Allah'dır. Bu kaplumbağalarında yihe binlercesini muazzam bir uyumla tavırdan tavıra sokan ve her hallerini kuşatan Rabbimiz olan Allah'ın ilhamından başkası değildir.
