ÇAM AĞACI VE KOZALAKLARI
Göklere, yere ve bu ikisi arasında bulunan bütün varlıklara bizim için boyun eğdirmiş olan Yüce Allah'ın tecellilerini; baktığımız herşeyde görebiliriz. Üzerinde yaşadığımız yeryüzü, her an ferahlıkla soluduğumuz oksijen, birbirinden güzel ve farklı renklerde, tadlarda, en güzel ambalajlarda emrimize sunulan nimetler, herbiri üzerinde düşünülerek şükredilmesi gereken ayetlerdir.
Etrafımızda gördüğümüz her sistem kendi içinde ve tüm varlıklarla müthiş bir ahenk içerisinde, hiç bozulmadan işlemektedir. Olağanüstü bir titizlik ve özen ile bina edilmiş bu sistemlerin, varlıklarını idame ettirebilmeleri için bizlerin en ufak bir müdahalesine gerek yoktur. Örneğin, yeryüzündeki yaşamın ana enerji kaynağı olan güneş enerjisini, doğrudan kullanmayan insanlar için, Allah-u Teala yeşil bitkileri ve ağaçları önemli ve hayati bir vazife ile görevlendirmiştir. Yeşil bitki ve ağaçlar, aldıkları ilahi emrin gereği olarak, güneş enerjisini kimyasal enerjiye çevirerek, bunu çok özel yollarla depolar ve atmosferi soluyabileceğimiz bir duruma getirir. Hiç şüphesiz, onların yerine getirdikleri bu hayati işlerde, bizlerin küçücük bir payı ve yardımı dahi bulunmamaktadır.
Yeryüzünün yaşanılabilir bir yer olmasında çok büyük bir pay sahibi olan varlıklardan birisi de, yüzlerce çeşidiyle ve üstün mühendislik harikalarıyla donatılmış ağaçlardır. Ağaçlar aleminde, yaz-kış yapraklarını dökmeyerek, canlıların nefes alabilmelerinde hayati değer ifade eden çam ağaçlarının ayrı bir yeri vardır. Diğer ağaçların aksine çam ağaçlarının, kış mevsiminde de yapraklarının yemşeşil ve taptaze bulunuyor olması, gerçekten de akılgözüyle bakan biri için hayranlık uyandırıcı, olağanüstü bir durum ihtiva etmektedir.
Rabb-i Kerim çam ağaçlarını, kışın dondurucu soğuklarına karşı dayanıklılık gösterebilecek şekilde var ederek, üstün niteliklerle donatmıştır. Soğuktan etkilenmelerini önlemek için bu ağaçların yaprakları, iğne biçiminde olup, onları kurumaktan ve soğuklardan koruyan reçineli maddelerle yüklüdür. Kuvvetli kökleri ise gövdelerinin sağlamca toprağa tutunmasını sağlar. Kahverengi kabukları ayrıldığında, içlerinden hoş kokulu, sarı ve yapışkan bir sıvı damlası olan, reçine açığa çıkar. Sonsuz rahmet sahibi Cenab-ı Allah çam ağaçlarını, dış etkilerden korumak ve açılan yaralarını kapatmak gayesiyle reçine adı verilen, olağanüstü özelliklerdeki kimyevi bir madde ile donatmıştır.
Her çiçekli bitki gibi çamlar da, çiçekleriyle çoğalırlar. Kozalaklar, çamların (dişi) çiçekleridir. Üstü bir kiremit gibi sıralanmış, mükemmel intizamlı ve son derece sert pullarla kaplanmıştır. Havada uçuşan çiçek tozları, bu çiçeklere konduklarında tozlaşma gerçekleşir ve kozalakların içinde tohumlar oluşur. Ertesi yıl mucizevi bir biçimde, bu çetin ve kapalı kutular kendiliğinden açılarak, tohumlarını yere atarlar. Hikmetli vazifesi sona eren kozalaklar, daha sonra kuruyarak yere düşerler.
Yeryüzündeki tüm ağaçlar gibi, çam ağaçları da kendilerine verilen görevi Allah'a boyun eğmiş olarak yürütmektedirler. Said Nursi, çam ağaçları ile ilgili şu hikmetli ve tefekküre şayan sözleri ifade etmiştir:
"Çam, muhteşem ağaçlar kuru bir taşta tezgahını atmış çalışıp duruyorlar, yüzer tezgahları fabrikaları incecik dallarında taşıyor gibi hayretnüma yaprakları çiçekleri ve meyveleri döküyor, süslendirip, bizlere uzatıyorlar..."
Diğer bütün ağaçlar gibi, çamlar da Allah'ın sonsuz sanatının ve kemalatının üstün tecellilerini ve örneklerini üzerlerinde taşımaktadırlar.
"Ey insanlar, Allah'ın üzerinizdeki nimetinin anın. Gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah'ın dışında bir başka yaratıcı var mı? Ondan başaka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyorda çevriliyorsunuz?" (Fatır Suresi, 3)