UZAY; ŞAŞIRTICI UZAKLIKLAR, HIZLAR VE KUVVETLER
Muhteşem bir düzen ve intizama sahip uzay hakkında bilimin ortaya çıkardığı bilgiler, Rabbimizin yüceliğini ve kudretini bizlere bir kere daha hatırlatmaktadır. Cenab-ı Allah'ın büyük bir kudretle bina ettiğini söylediği evren, insanların esasında ne kadar aciz, güçsüz ve savunmasız bir durumda olduklarını hatırlatan ve gördükleri bu kudret karşısında ahirete yönelmelerini sağlayan çok büyük bir nimettir.
Yıldızlı bir gecede çıplak gözle gökyüzünü seyretmek bile uzayın ve göklerin ne kadar ihtişamlı ve olağanüstü yaratıldığını insana anlatır. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'in Saffat Suresinde şöyle demektedir:
"Hiç şüphesiz biz dünya göğünü 'çekici bir süsle' yıldızlarla süsleyip donattık" (Saffat Suresi, 6)
Görünüşlerinin güzelliği kadar bu yıldızların büyüklükleri, yerleri ve uzayın derinliklerine doğru olan hareketleri, onları inceleyen bilim adamlarını bile şaşırtacak bir gösterişe sahiptirler. Allah, kavranması güç bir hassasiyet içerisinde, bu yıldızları ve bağlı oldukları sistemleri olağanüstü bir düzen içerisinde tutmaktadır. Bu düzeni ise çok büyük bir mucize haline getiren, yaratılmış sistemin büyüklüğüdür. Bunu, bize oldukça büyük görünen dünyamız ve dünyada kullandığımız ölçü birimleri ile kıyasladığımız takdirde ise, Allah'ın yaratmadaki yüce kudretini bir kez daha görürüz.
Uzayda mesafe belirtmek için "ışık yılı" birimi kullanılmaktadır. Saniyede 300.000 km. kat eden ışık bir yılda ne kadar yol alıyorsa, bir ışık yılı o kadardır. Bu tanımlamaya göre hesaplanacak olursa, bir ışık yılının yaklaşık 9.5 trilyon kilometreye eşit olduğu bulunacaktır. Fakat bugün yapılan araştırmalar, uzaydaki mesafeler için ışık yılının yetersiz kaldığını ortaya çıkarmış durumdadır. Bu yüzden de bilim adamları parsek, kiloparsek, megaparsek gibi büyük birimler kullanmak mecburiyetinde kalmışlardır. Bir parsek 3.26 ışık yılına, bir megaparsek ise 1 milyon parseke eşittir.
Nasıl ki uzayda mesafeleri ölçebilmek için insanın kavrayışını zorlayan dev birimler gerekiyorsa, zamanı belirtmek için de yine dev birimlere ihtiyaç duyulmaktadır. Uzayda yıldızların yaşlarını ya da ömürlerini belirtmek için 1 milyar dünya yılına denk gelen "eon" birimi kullanılmaktadır. Örneğin, güneşin yaşının 5 eon kadar olduğu tahmin edilmektedir.
Uzay için farklı bir ağırlık birimi kullanılmaktadır. Çünkü dünyada kullanılan kilogram, ton gibi birimler uzayda son derece yetersiz kalmaktadır. Örneğin güneşin kütlesi 2x10 üzeri 27 tondur. Bu yüzden diğer yıldızların kütleleri, Güneş'in kütlesi esas alınarak belirtilmektedir. Bu ölçeğe göre yeni doğmuş yıldızların kütlesi 0.07-100 güneş kütlesi gibi geniş bir aralığa yayılırlar. Ama uzayda kütlesi Güneş'inkinin 100 bin katı olan son derece parlak yıldızlar da mevcuttur.
Günümüzde, uzaydan gelen radyo dalgalarının şiddetleri ölçülerek yıldızların dünyaya olan uzaklıkları hesaplanabilmektedir. Örneğin, Actrus Yıldızı Dünyadan 38 ışık yılı yani 361 trilyon kilometre uzaklıktadır. Biz ona şu anda bakıyor olsak, 38 ışık yılı önce yola çıkan ışığı gözümüze yeni ulaşmış olacağından, bu yıldızın 1959'daki halini görmüş oluruz. Actrus'un şu anda var olup olmadığını öğrenmek için ise, 2035 yılını beklememiz gerekmektedir!
Bilim adamları, Actrus gibi mütevazi uzaklıklardaki yıldızların yanında hayret verici uzaklıklardaki yıldızlardan da haberdardırlar. Örneğin Caassiopeia yıldız topluluğundan çıkan bir ışığın bize ulaşabilmesi için uzayda 10.000 yıl boyunca ilerlemesi gerekir. Başka bir deyişle bu yıldız topluluğu ile dünya arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 95 trilyar kilometredir.
3C 273B adı ile bilinen Kuasarın, yalnız uzaklığı değil, ışıma miktarı da insanı hayrete düşürecek kadar büyüktür. Bizden 1,5 milyar ışık yılı (14.191.200.000.000.000.000.000 km.) uzaklıkta bulunan kuasarın yaydığı ışık, galaksimizdeki 100 milyar yıldızın yaydığı ışığın toplamının 100 katına eşittir.
Dünyanın da içinde yer aldığı Samanyolu galaksisi, çapı 100-125.000 ışık yılı olan bir yıldızlar kümesidir. Ayrıca Samanyolu bilim adamlarının tespit edebildiği 200 milyar galaksiden yalnızca bir tanesidir. Güneş ise, bizim galaksimiz Samanyolu'nu oluşturan 200 milyar yıldızdan sadece biridir ve dünyamızdan 149.664.900 km. uzaklıkta bulunmaktadır, çapı ise 696.000 kilometredir. Güneş, Samanyolu'nun etrafında saatte 972.000 km. hızla dönmekte ve bu dönüşünü tam 250 yılda tamamlamaktadır. ‹çinde bulunduğu galaksinin merkezine 30.000 ışık yılı uzaklıktadır.
Büyük bir düzenle dönüp duran galaksilerde, sistemlerde, kısacası bütün uzayda büyük bir hareketlilik mevcuttur. Sabit gibi kabul ettiğimiz güneş bile çok hızlı bir harekete sahiptir. Gerçekte dünya (ve onunla birlikte güneş sistemi) her yıl, bir önceki yıl bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzağa kaymaktadır..
Dünya gökyüzünde kendi çevresinde 1600 km/, güneş etrafında da 115.200 km/s gibi müthiş bir hızla sürekli hareket etmektedir. Ancak hareketinden farklı milimetrik bir kıpırdama meydana gelmemektedir. Normalde böyle bir hareketin epey bir gürültü çıkarması, üzerindekileri sallaması savurması gerekmektedir. Oysa ne bir ses ne de bir en ufak savrulma söz konusudur.
Astronomlar saatte 200 milyon km.'yi aşan hızlarla galaksimizden uzaklaşan dış uzay sistemlerini de tespit etmişlerdir. Onların "şimdi" nerede olduklarını ya da "şimdi" varolup olmadıklarını ise hiç kimse söyleyemez.
Uzaydaki muhteşem hızlar sadece gökcisimlerinin uzay içindeki yer değiştirme hareketlerinde görülmez. Pulsarlar korkunç bir hızla dönebilirler. Nitekim, 23Şubat 1987'deŞili'deki Cerro Tololo Gözlemevindeki astonomlar, Magellan bulutunun içinde bir saniyede 1969 kez dönen bir pulsarın varlığını tespit ettiler.
Güneş, Dünyamızdan 325.500 defa daha büyüktür, bu büyüklüğüne karşın küçük yıldızlar kategorisine girmektedir. Örneğin, Betelguese yıldızının çapı, güneşin 250 katıdır ve içine güneş gibi 15 milyon tane yıldızı alabilecek büyüklüktedir. Güneşin yerinde Betelguese yıldızının olduğunun ve dünyanını kavrulmadan yerinde durduğunu varsayacak olursak bu yıldız, dünyadan görebildiğimiz tüm gökyüzünü kaplardı.
Uzayda "Nova" adı verilen öyle yıldızlar vardır ki, bunların bir kaç ayda çıkardığı enerjiyi Güneş ancak 10.000 senede verebilmektedir. Onlardan da büyük süpernovalar, pulsarlar ve kuasarlar muhteşem bir kudretle yaratılmış olan bu evrende yer almaktadırlar. Nitekim Yüce Rabbimiz, yıldızlara ve yerlerine Kur'an-ı Kerim'de dikkat çekmiştir. Yıldızların ve ait oldukları galaksilerin ve sistemlerin bu denli hayranlık uyandıracak ve hayret verecek şekilde yaratılmış olması, Allah'ın gücünün çarpıcı birer delilidir.
"..Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğu ile baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir." (Araf Suresi, 54)
Bu yıldızların sadece yerleri, dönüş hızları veya büyüklükleri hayret verici değildir. Sahip oldukları bütün fiziksel özellikleri yine kendilerini yaratan sonsuz güç sahibi Yaratıcı'nın yüceliğini ispatlamaktadır. Örneğin astronomlar uzayda yoğunluğu oldukça fazla olan yıldızları tespit etmişlerdir. "Beyaz Cüce" diye adlandırılan tipteki yıldızların, 1 cm3'lük maddenin ağırlığı 100 ton gelmektedir. Çapı 10-15 km'yi geçmeyen Nötron yıldızının maddesinin bir çay kaşığını doldurabilecek kadarının ağırlığı 200 milyon tondur ve bu derece ufak olmalarına rağmen dünyanınkinin 100 milyar katı fazlalıkta bir çekim gücüne sahiptirler.
Allah Mü'min suresinin 40. ayetinde göklerin ve yerin yaratılması ile ilgili şöyle demektedir:
"Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. Ancak insanların çoğu bilmezler."
Bugün ise sürekli ilerleyen teknoloji ve bilim, 1400 sene öncesinden Kur'an-ı Kerim'de bahsedilen bu gerçekleri birer birer bize duyurmaktadır. Bütün bunları öğrenen salih bir müslümana düşen ise Rabbinin kudretini takdir edip şükretmek ve bilmeyenlerden olmamayı dilemektir.
Bediüzzaman, büyüklüğünü tespit etmekte, içindeki maddelerin sayısını hesap etmekte, çalışma sistemini izah edebilmekte aciz kaldığımız kainatın her bir zerresinin Allah'a olan teslimiyetini şu hikmetli sözle ifade etmiştir:
"Her kelimesi, her harfi birer mucize-i Kudret olan bu kitab-ı kainatın telifinde öyle bir i'caz var ki, bütün esbab-ı tabiiye, farz-ı muhal olarak muktedir birer fail-i muhtar olsalar , yine kemal-i acz ile o i'caza karşı secde ederek "Sübhaneke la kudrete lena. ‹nneke ente'l Azizü'l Hakim (Sen her türlü noksan sıfattan uzaksın. Senin verdiğinden başka bizim hiçbir güç ve kudretimiz yoktur. Sen mutlak galip ve herşeyi hikmetle yapansın) diyeceklerdir."(Mesnevi-i Nuriye, s.232)