DENİZALTININ SÖNMEYEN FENERLERİ
Denizaltında, gün ışığının ulaşmadığı sularda "ışık saçan canlılar" hüküm sürmektedirler. Üstelik bu karanlık mekanlarını, profesyonel metodlarla kıyaslanmayacak bir ustalık ile aydınlatmaktadırlar. Kırmızı, yeşil, turuncu, sarı ya da mavi renkleri kullanarak, adeta kendilerini görenlere bir göz ziyafeti vererek, ne kadar renkli bir hayatlarının olduğunu ve yaratılışlarının hem ne kadar çeşitli, hem de ne kadar örneksiz olduğunu delillendirmektedirler.
Gözleri azıcık gün ışığından bile rahatsız olan bu balıklar, çevrelerindeki dünyayı hissetmek ve iletişim sağlamak için elektrik akımı oluşturma ve açığa çıkarma yeteneğine sahiptirler. Elektrik organları ve elektrik alıcıları ile ürettikleri ve tespit ettikleri elektriği, hayatlarını devam ettirmek, avlarını yakalamak, kendilerini korumak ve düşmanlarını korkutmak amaçlı kullanırlar.
Örneğin; fener balıkları gibi derin denizlerde yaşayan canlıların, alttan aydınlatan ve yaklaşan düşmanlarını farketmelerini sağlayan fotoforları vardır. Tür ve cinsiyet ayrımını da gösteren fotoforlar sayesinde kendilerini korurlar. Yine bazı karides türlerinin merceği, reflektörü ve filtreleri olan gerçek ışık organları vardır. Topluluk halinde bir feneri andırırlar. Hem de öyle fenerler ki, güçleri tükenmez ve enerji kısıtlaması yapmak zorunda da kalmazlar.
Rahatsız edildiğinde, yeşilimsi mavi renkte bir salgı salgılayan deniz solucanı da, düşmanları ile karşılaştığında, ışıklı bir sıvı salgılayarak, kaçmak için zaman kazanan mürekkep balığı ile aynı metodları kullanır. Bu öyle bir güvenlik sistemidir ki, düşmanlarını korkutan bazı hayvanlar, bu olayı bir "hırsız alarmı" olarak da kullanmaktadırlar. Önündeki düşmanını yapışkan ve ışık veren bir maddeyle kaplayıp, düşmanının başka hayvanlar tarafından da farkedilmesini sağlarlar.
Bir balığın, güçlü bir elektrik iletkeni olan suda, kendisine hiç zarar vermeden elektrik üretmesi ve bunu sadece kendi lehinde olmak üzere sonuna kadar kullanması başlı başına mucizevi nitelikte bir olaydır. Bu hayvanların suyun altında bu kadar karmaşık bir sistemi kendilerinin kurduğunu ve kendi imkanları ile idame ettirdiğini düşünmek, bizi hiçbir zaman gerçek sonuca götürmez. Burada esas varılması gereken sonuç, bunu ve daha bilmediğimiz nice birçok alemi yaratan ve düzen veren Allah'ın varlığı ve yaratmasıdır. Tek bir rengin bile bir sualtı hayvanı tarafından üretilmesi başlıbaşına bir delil iken, Allah-u Teala bu hayvanları göz kamaştırıcı bir şeklide süslemiş ve göze en hoş ve etkileyici gözüken renkleri ve bunları kullanma yöntemlerini onlara vermiştir.
Özellikle günümüzde, yeryüzünde meydana gelen enerji sorunları, bilim adamlarını doğal enerji kaynaklarının oluşumunu, enerjinin iletimini ve enerjinin en verimli kullanım biçimlerini incelemeye yöneltmiştir. Varılan sonuç ise , ısı şeklinde enerji kaybını çok aza alan bu canlılık olayı esnasında, bu hayvanlar ürettikleri enerjinin %98'ini ışık halinde dışarı verdikleri ve %2'sinin de ısı olarak yitirdikleridir. Sonuç olarak yapılan ışık kaynaklarında ise açığa çıkan ısı %25 ile 75 arasında değişmektedir. Bu da bize, bu hayvanların elektirik üretip bununla kendilerini ve çevrelerini aydınlatırken, olabilecek en verimli ve tasarruflu sistemi kullandıklarını göstermektedir. Büyük elektrik santrallerinde, üstün teknoloji kullanılarak elde edilen bu büyük güç, sözkonusu hayvanların vücutlarında, onlar hiç çaba göstermeden oluşmaktadır. Hem de bu elektrik miktarı kimi zaman çok yüksek seviyelerde de olabildiği halde. Mesela, elektrikli yılan balığı, bir atı şoka sokabilecek kadar kuvvetli elektriği vücudunda kolaylıkla üretebilir. Elektrikli yılan balığı, bu elektriği nasıl üretir ve kendisine hiçbir zarar dokunmadan, nasıl vücudunda muhafaza eder?
Bu kadar farklı amaç doğrultusunda kullanılan ve kendilerine Allah'ın bahşettiği bu özellikleri ile bu ışıltılı hayvanlar bizi hayrete düşürürler. Hayretin yanında, inananlar için Allah'ın ihtişamlı yaratma gücünün insanın ruhunda meydana getirdiği heyacan da doğal olarak oluşur. Belki hayatımız boyunca çok nadir olarak görme imkanına sahip olabileceğimiz bu hayvanların özelliklerini bize duyurtan Cenab-ı Allah, varlığının sayılamayacak kadar fazla delillerinden biri olarak bunları insanlara göstermektedir.
Bu balıkların bir başka ilginç özellikleri ise, çiftleşme esnasında kur yaparken de elektrikten çok ses sinyallerine güvenmeleridir. Ses sinyalleri incelendiğinde içinde bulundukları duruma göre balıkların farklı sesler oluşturdukları görülür. Yuva ve kur yaparken farklı mücadele esnasında farklı ses sinyalleri yayan her balık için aynı gibi gözüken bu özellikler, aslında balıkların bireysel özelliklerinin ayrılmasında önemlidir.
Bu sesleri nasıl çıkarırlar? Bunu vücut boşluklarının yaklaşık yarısını oluşturan bir yüzme organı olan yüzme kesesi ile birlikte hızlı kasılan kaslar yardımıyla oluştururlar. Ses çıkarırken elektrik üretmeyi, katı bir cisme çarptırıp bu elektrik akımının mehiyetini değiştirerek bu cisimler hakkında bilgi almayı, eşleme sinyali olarak ışık çıkarmayı, gizlenen bir balığı alıcılarını kullanarak bulmayı gerçekleştirecek, bu kadar detaylı bir sistemi kendi başına kurmaya yetecek kadar gücü ve şuuru olmadığı son derece aşikardır.
Yukarıdaki örnekler de dahil olmak üzere akıl almaz birçok özelliği bir arada barındıran canlılar için, insan hep neden ve niçin sorularını sorar. Allah'ın kendisine öğütlediği gibi üzerlerinde düşünür ve varılması gereken sonuca pek de zorlanmadan ulaşır. Teknik yönden yapılan açıklamalar, olayın ne kadar olağanüstü olduğunu ve bu özelliklerin hiçbir zaman bir balığın içerisinde bulunan küçük bir organa bağlanmaması gerektiği sonucunu çıkaracağı için önemlidir. Ama mutlak gerçek ise Cenab-ı Allah'ın yarattığı düzen içerisinde her türlü canlıyı sahip olduğu ve yaşadığı ortama en uygun şekilde yaratmış olmasıdır.