UYKUCU BALIK
Bir canlının yaşamını sürdürebilmesi için aldığı ve çoğuzaman insan aklını bile hayerete düşüren tedbirler,birbirlerinden çok farklı olmakla birlikte, her canlının kendisinde mevcut olan ve doğal olarak işleyen mekanizmalardır. Bazısı, ihtişamlı renklerle kamuflaj metodunu kullanarak kendisini korurken, bir başkası elektrik akımından faydalanabilir ya da düşmanına karşı korkutucu birses çıkararak, caydırıcılık meydana getirebilir. Bu kullanılan yöntemlerin örneksizliği ve kusursuzluğu, vicdanlı hiçbir insanın görmezlikten gelemeyeceği kadar aşikar olup, Rabbimizin varlığının sayısız delilerinden bir tanesi olarak apaçık önümüzdedir.
Günlük hayatta, herhangi bir hayvan diye düşündüğümüz ama aslında çok renkli, kusursuz güzellikleri ve pekçok başka özellikleriyle ibret vesilesi olan bu canlıların, dışarıdan gelebilecek tehlikeleri bu kadar iyi tanımaları ve bu kadar hassas,aynı zamanda da eksiksiz tedbirler almaları salt bilimin açıklayamadığı sayısız olaylardan sadece bir tanesidir.
Belki hiç düşünmemiş olabilirsiniz ama birçok hayvan uykuyu da kendi lehinde kullanır ve aksinde karşılaşacakları birçok zorluğun üstesinden gelir. Hem de bunu sadece uyuyarak değil, uyku için en uygun mekanı ayarlayıp, vücut sistemlerini debu uzun süreli dinlenmeye göre hazırladıktan sonra yapar. Nasıl çok soğuk kış günleri birçok hayvan için tehlikeli ise, çok sıcak yaz günleri de en az bu kadar tehlikelidir. Özellikle de suda yaşayan hayvanlar için suların çekilmesi çok risklidir. Bu yüzden bir kısım balıklar yaz uykusuna yatarak kendilerini bir sonraki mevsim için garantiye alırlar.
"Ciğerli balık" da denilen bu balık türü, yaşadığı göller ve nehirlerdeki su, kurumaya yüz tutunca kendi geliştirdiği bir metodla çamurun içinde bir çukur kazar ve bu çukurun üzerini su geçirmeyen bir koza ile kaplayarak burada tehlikeli yaz günlerini geçirir. Bu öyle dayanıklı bir kozadır ki, balık uykusunu bunun içinde bir yıl ya da daha fazla bir süre devam ettirebilir. Bu süreç zarfında yine diğer bir ilginç özelliğini kullanır ve nefes almak için çamurun arasından geçirdiği bir nefes alma tüpü ile kedisine oksijen sağlar. Balığın bu kozayı bilinçli olarak ve kendi iradesi ile yaptığı kabul edilebilinir mi? Ayrıca bu balığın havaların ısındığını önceden anladığını ve çok iyi bir hava tahmincisi olduğunu, aynı zamanda sıcaklık artışının kendisi için tehlikeli olacağını düşündüğünü, sonra da vaktini uygun bir şekilde ayarlayarak çamuru kazıp üzerine özenle hazırlanmış bir kozayı ördüğü mümkün olabilir mi?
Bu balık, dayanıklı kozanın malzemesini vücudunda nasıl üretir ve oksijen tüpünü nasıl devreye sokar? Böyle bir zaman ayarlaması ve becerinin, normal büyüklüktekibir tatlı su balığında bulunması imkanı var mıdır?
Bu sorulara açık yüreklilikle ve düşünmeye bile ihtiyaç duymadan verilecek yanıt, tabii ki imkan yoktur olmasıdır. Yeri ve göğü yaratan ve yarattığında hiçbir noksanlık olmayan Cenab-ı Allah, indirdiği ve sürekliliğini sağladığı mizan içeriside, yarattıklarını da en iyi bilendir. Bu yüzden de onlara bu olağanüstü özellikleri kendi katından, varlığının ve rahmetinin bir delili olarak bahşetmiştir.
Normal şartlarda bu kadar uzun bir uyku esnasında yiyecek ve içecek ihtiyacı doğal olarak meydana gelir. Peki ciğerli balık bir sene hiç aralıksız uyurken bu ihtiyaçlarını nasıl karşılar? Sular kuruduğu için dışarı çıktığı anda kendisini için ölüm riski olan bu balık, bu ihtiyacını karşılarken kozayı delmeyi hiçbir şekilde denemez. Uyku sırasında gerek duyduğu enerjiyi, kas dokularının bir kısmını eriterek sağlar. Bu bir çeşit kendi kendini yeme işidir ve yaz sonunda balık uykudan kalktığında boyundan 3 cm. kaybetmiş olur, ama hayatını bu sistem sayesinde devam ettirmeyi de başarır.
Uyuyan bir canlı istemli olarak, sırf kendine güç bulmak için kas dokularını eritemez. Kaslarına söz geçiremez ve bu sisteme zamanla geliştirmesi de mümkün olamaz. İşlevin teknik olarak bilinmesi gereken yönünün yanında varılması gereken gerçek sonuç, aslında balığın müstakil olarak bir şuur göstermediği ve sadece Cenab-ı Allah'ın dilemesiyle, bu teknik donanımın kendisine bahşedilmesinden başkası değildir.