EVRENİN ÖLÜMÜ
Bir önceki yazımda da bahsettiğim gibi, evren zamanımızdan 15 milyar yıl önce 'Big Bang' adı verilen bir patlama ile var olmuştur. Sonsuz yoğunlukta ve sıfır hacimdeki bir noktanın patlaması sonucu korkunç bir hızla etrafa dağılan taşkın maddeden, tüm evren meydana gelmiştir. Korkunç bir patlama ile saniyenin trilyonda hatta katrilyonda biri kadar bir sürede atomlar ve moleküller şekillenmiş, madde oluşmuş, zamanla galaksiler, yıldızlar, gezegenler yerlerini alarak mevcut düzene katılmışlardır. Böylece evrenin her tarafına mükemmel bir nizam, muhteşem bir ahenk, olağanüstü bir simetri hakim olmuştur.
Evrenin yaratılışı Allah'ın sonsuz ilmini daha ilk saniyelerden itibaren gözler önüne seren çok büyük bir iman hakikatidir. Allah (c.c.) ucu bucağı olmayan evreni, içine tek bir atom çekirdeği dahi sığamayacak kadar küçük olan tek bir noktayı vesile ederek yaratmıştır.
Evrenin bugünkü haline gelmesi genişleme hızından yoğunluğuna kadar son derece hassas dengelere bağlıdır. Örneğin evren genişlerken bu genişlemenin hızı biraz az olsaydı evren hiç genişleyemeden anında içine kapanırdı. Ya da yoğunluğu biraz daha fazla olsaydı tüm madde hızla birbirinden uzaklaşır, evreni oluşturan unsurlar (elementler, yıldızlar, gezegenler v.s) hiçbir şekilde biraraya gelemezdi.
Prof. Stephen Hawking " Zamanın Kısa Tarihi " isimli kitabında bu mükemmel yaratılışı şu şekilde anlatmaktadır.
"Eğer Big Bag'den bir saniye sonra genişleme oranı, 100.000 milyon kere milyonda bir değeri kadar az olsaydı evren genişlemeyi bırakıp kendi içine çökecekti. "Evren niçin gördüğümüz gibidir? " sorusuna verilebilecek en kestirme cevap şudur : "Başka türlü olsaydı biz burada olmazdık...."
Evet Hawking'in de yukarıdaki sözleriyle belirttiği gibi evren müthiş hassas dengeler üzerinde yaratılmış, genişleyip soğuyarak bugün insanın varlığı için ihtiyaç duyulan tüm özellikleri taşır hale gelmiştir. Yani Allah günümüz toplumlarında birçok insanın sandığı gibi evreni "Big Bang" ile yaratıp bırakmamıştır. Big Bang evrende hesaplanabilen ilk harekettir. Bu büyük patlamanın arkasından bugüne kadar gelişen mucizevi nitelikteki sayısız hareketin her biri Allah-u Teala'nın izni ve kontrolü ile meydana gelmiştir.
Kur'an-ı Kerim bize evrendeki tüm yaratılmışlar yanında evrenin kendisi için de belirlenmiş olan bir ölüm olduğunu haber verir. Yani ölümlü olan yalnızca insan değildir. Tüm hayvanlar ölür, tüm bitkiler ölür. Hatta gezegenler ve yıldızlar da ölür. Ölüm, yaratılmış herşeyin ortak kaderidir. Allah katında belirlenmiş olan vakitte ve yine Allah'ın belirlediği bir şekilde evrenimiz de yok olacaktır.
Kur'an-ı Kerim'de bize 1400 sene önce bilgisi verilmiş olan bu konu bugün bilim adamlarının da oy birliğiyle kabul ettikleri bir gerçektir. Evet evren 15 milyar yıldır genişlemektedir. Fakat çıkan sonuca göre Allah katında zamanı belli olan bir günde çekim kuvveti genişlemeye egemen olacak ve genişleme duracaktır. Uzmanlar evrenin genişlemesini üzerinde benekler bulunan bir balonun şişmesine benzetirler. Herşey tersine döndüğünde, o zamana kadar soğuyarak genişleyen evren daralarak ısınmaya başlayacak tüm galaktik sistemler hızla birbirine yaklaşacaktır. Aynı balon gittikçe küçülecek, üzerinde benekler hızla biraraya toplanacaktır. Büzülme sırasında uzayda şiddetli çarpışmalar olacak, dev gök cisimleri içiçe geçmeye, birleşmeye başlayacaktır. Ay, güneş, dünya, tüm gezegenler ve yıldızlar birleşecek, gittikçe büzüşen ve daralan evren yaşanan bu süreç sonunda tek bir noktada toplanıp yok olacaktır.
Bu süre içinde dünyadaki düzenin tamamen bozulacağı açıktır. Birçok bilim adamı insanın ancak genişleyen evren modelinde yaşayabileceğinin sık sık vurgulamaktadır. Örneğin Londra Üniversitesi'nden Prof. Paul Davies; "Biz yalnız ve yalnız bu tip bir evrende yaşayabiliriz" derken, Prof. Hawking "Canlılar ancak ve ancak genişleyen evrenin özellikleri ile bağdaşabilecek özelliklere sahip olarak yaratılmıştır" diyerek evrenin büzülme sürecine girmesiyle beraber dünya üzerindeki canlıların yaşamının alt üst olacağını vurgulamıştır.
Bugün bilimin verileri evrenin bu şekilde yok olacağına çok büyük ihtimal vermektedir. Peki evren büzülme sürecine girmezse sonsuza kadar var mı olacaktır? Böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi imkansızdır. Genişlemenin devam etmesi de evrenin kurtuluşu demek değildir. Bu modelin hakim gelmesinin anlamı da evrenin bambaşka bir süreç içinde yok olacağıdır.
Evrenin yaratıldığı andan beri sürekli olarak sıcaklığı azalmaktadır. Uzayın hali hazırdaki sıcaklık değeri -270 derecedir. Bundan bir derece az veya çok olması zaten herkesin ölmesi demektir. Evren genişlemeye devam ettiği müddetçe bu sıcaklık değerinin azalmaması gibi bir ihtimal yoktur. Yani sıcaklık düşmeye başladığında zaten canlılık ortadan kalkacaktır.
Daha ileriki bir aşamada ise yıldızlar yakıtlarını tüketecek, evrende var olan yıldızlar birer karadeliğe dönüşecek ortaya çıkan karadelikler etraflarında bulunan tüm gök cisimlerini hızla yutacaktır. Birbirleriyle birleşen karadelikler etrafta yutulmadık hiçbir şey bırakmayacaktır. Son aşama ise karadeliklerin ölmesidir. İçlerindeki maddeyi radyasyon ve nötrino şeklinde dışarı salan karadelik yavaş yavaş buharlaşarak yok olur.
Elbette bunların hepsi birer teoridir. Sonsuz kudret sahibi olan Allah kuşkusuz bambaşka bir sebeple de kainatın sonunu hazırlayabilir. Ancak Allah'ın dilemesiyle bu sebepler dışında birşeyi vesile etmemesi durumunda, evrenin bu modellerden birisiyle yok olacağı da kesin görünmektedir. Dünyayı ve evreni sadece imtihan gereği olarak yaratan Allah herşey gibi gökleri ve yeri de yok edecek ve ahirette yepyeni br inşa ile tümünü tekrardan yaratacaktır.
"Yerin başka bir yere, göklerin de (başka göklere) dönüştürüldüğü gün, onlar tek olan, kahhar olan Allah'ın huzuruna çıka(rıla)caklardır." (İbrahim Suresi, 48)