Dünyanın en güzel çiçeklerinden olan orkideler, polenlerini yaymak için diğer çiçeklere nazaran çok daha karmaşık yöntemler kullanırlar. Orta Amerika'nın ormanlarında, büyük ağaçların dallarında yaşayan çanak orkidesi de, polenlerini arılar vasıtasıyla taşıtmakta, fakat bu arada insanı oldukça şaşırtan bir dizi olay gerçekleşmektedir.

Çiçekler arasında gezinerek bal yapmak için öz toplayan bir çok arı, kavuniçi ve kahverengi beneklerle bezenmiş sarı renkteki çanak orkidesinin çekiciliğine kapılarak ona yönelirler. Bu çiçeğin dikkat çeken ilk özelliği, arıları kendine davet eden ve adeta işaret levhası görevi yapan kanat şeklindeki yapraklarıdır. Ne var ki orkide çiçeğinin arılarla buluşmasını sağlayan esas neden yaprakların arka tarafında Rabbimizin yarattığı özel bir çanaktır. Orkide çiçek açtığı zaman yaprakların dibindeki bezlerden bu çanağın içine bir sıvı dolmaya başlar. Bu sıvı öylesine güzel ve etkileyici kokar ki, orkide çiçek açtığı zaman ormanda bulunan bir çok arı heyecanla bu çiçeklere gelir. Nitekim bilim adamları bu bölgede yaşayan yirmi çeşit orkidenin birbirinden farklı, kendilerine has özel kokular salgıladığını ve her bir orkide çeşidinin yanlızca bir arı türünü etkileyebildiğini keşfettiklerinde hayrete düştüler. Gerçekten de bir çok çiçek arasında, insanların bile ayırt edemediği bu hassas koku farklarını ormanda yaşayan bu küçük parlak arılar kolaylıkla seçebilirler. Arının yanlızca belli bir orkidenin kokusuna yönelmesinin insanı hayrete düşürecek bir hikmeti vardır. Bu hikmet ise, hep aynı kokuya yönelen arının her seferinde aynı cins orkideye gelerek onun polenlerini alması ve yine aynı cins diğer bir orkideye taşımasıdır. Bu şekilde orkidenin neslinin devam etmesi sağlanırken, polenlerin başka çiçeklere taşınması da engellenmektedir. Sonsuz ilmi ile arıya belli bir çiçekten polen almasını ilham eden Cenab-ı Allah böylesine müthiş bir tedbirle yaratmadaki gücünün örneklerinden birini daha göstermektedir.
Orkide ile arı arasındaki bu ilşkinin detayları elbette üzerinde düşünülmesi gereken bir yaratılış mucizesidir. Çünkü öncelikle orkidenin arıyı etkileyecek ve kendine çekecek bir yol düşünmesi ve sonunda kendi gövdesinde özel bir sıvı üretmeye başlaması gerekmektedir. Bu sıvının, arının hoşuna gidecek şekilde kokması ise başlı başına bir mucizedir ve Rabbimizin herşeyin planını en ince şekilde tedbir edip yapan olduğunun bir göstergesidir. Tüm bunların yanında, en çarpıcı nokta, her orkidenin etkilemek istediği arı türünün hoşlandığı kokuyu üretebilmesidir. Elbette orkidenin ne kendisine konan arının türünden ne de onun için vücudunda bir sıvı salgıladığından haberi olduğu düşünülemez. Şüphesiz orkideyi de arıyı da yaratanın Allah olduğu ve bu yaratılışta muhteşem bir sanat sergilediği apaçık ortadadır.
Çanak orkidesi çiçek açar açmaz ormanın fosforlu arıları salgılanan çekici kokunun etkisiyle bu çiçeğe yönelir. Çok geçmeden bir tanesi çiçeğin çanağının kenarına konar ve buradan çiçeği dala bağlayan bir yastıkçığa doğru ilerler. Bu yastıkçıkta ise sanki ona ikram edilmek için özel olarak yağlı bir sıvı gizlenmiştir. Misafir arı yastıkçığı tırmalayıp kazıyarak içindeki sıvıyı açığa çıkarır ve onu özenle, Cenab-ı Allah'ın nektarları toplaması için arka ayaklarında yarattığı küçük sepetlere doldurur. Artık amacına ulaşan arı bir an önce buradan ayrılmak ister. Nevar ki orkidenin, üzerine konan arının polenlerini almadan uçup gitmemesi için hazırladığı akılcı bir tuzağı vardır. Yükünü alan arı bulunduğu yerin çok kaygan olması yüzünden er ya da geç ayağı kayar ve çanağın içine yuvarlanır. Artık arı hiç bilmediği bir ortamdadır ve buradan çıkmanın bir yolunu keşfetmelidir. Çanaktan dışarı çıkmanın tek yolu ise, çanağın ön duvarında bulunan ve dış dünyaya açılan küçük bir tüneldir. Dışarı çıkacağı tüneli keşfeden arı bu sefer başka bir zorlukla karşılaşır. Çünkü arının çıkmaya çalıştığı bu tünelin duvarı çok kaygandır. İşte bu noktada Rabbimizin Rahmetinin bir tecellisi olarak, arı kaygan duvarın üstünde ayak basabileceği bir tümsek olduğunu farkeder ve bu tümseği basamak olarak kullanıp oldukça dar olan, zor sığabildiği tünele girmeyi başarır. Burada dikkati çeken harika elbette arının burada tünele girmesine vesile olan bir tümseğin yaratılmış olmasıdır. Şüphesiz ona, Mulhim sıfatının (İlham veren) bir tecellisi olarak dışarı çıkacağı yolu bulduran Cenab-ı Allah'tır.
Bu dar ve sıkışık tünel içinde ilerleyen arı bu geçidin tavanında dışarı çıkmasını zorlaştıracak iki yumru ile karşılaşır. Bu iki yumrunun içinde ise orkidenin değerli polenleri gizlidir. Özgürlüğüne kavuşmak isteyen arı bu duvarı zorlayınca yumrular arının üzerine yapışır. Ancak bütün bunların ardından arı dışarı çıkmayı başarır ve gittiği yerlere üzerine yapışan polenleri de taşıyarak orkidenin soyunu devam ettirmesini sağlar. Elbette polenlerin, çiçeğin içinde bulunabileceği pek çok yer varken, arının içine düştüğü çanaktaki dar geçidin derinliklerinde saklı olmaları, Rabbimizin ilmi ile herşeyi sarıp kuşatmasının bir delilidir.
Şüphesiz doğadaki her canlı gibi, birbirinden güzel ve olağanüstü özelliklerle donatılmış bitkiler alemi, kendilerini yaratan Allah 'ı tesbih etmekte ve onlardaki yaratılış mucizelerini gören müminlerin imanının artmasına vesile olmaktadır.