KİMYASAL SAVUNMA DEHASI
Bütün kainat, içindekilerle birlikte Allah (c.c) tarafından yaratılmıştır. Canlılar üzerindeki her datayda, harkulade savunma mekanizmalarını ve marifatullahın ilahi sanatının tecellilerini rahatlıkla görebiliriz. Allah-u Teala'nın kainatın içersinde yarattığı her canlıyı sınırsız ve üstün kabiliyetlerle donattığını görürüz. Bu savunma mekanizmaları sayesinde, yaşamlarını devam ettirebilir, diğer canlılardan gelebilecek zararlara karşı korunabilirler.Bunlardan her birisinin - en küçüğünden en büyüğüne kadar- yaşadıkları ortamlarında düşmanlarına karşı sergiledikleri olağanüstü savaş stratejileri vardır. Tüm bu canlılardaki savunma sistemleri araştırılıp incelendiğinde mekanizmalarındaki işlev ve çeşitlilik hayranlık oluşturucu şekillerdedir.
Doğada kendini savunacak şekilde, müthiş silah ve teknolojiyle donatılmış
canlılardan biri de "Gaz Tabancalı Mayıs Böceği"dir. Savunma mekanizmasına bakıldığında, vücudunda düşmanına karşı kimyasal bir silah oluşturduğu görülür ki bunu da vücudunun alt tarafında birbirinden iki ayrı bölmede depolamıştır. Herhangi bir düşman saldırısı sırasında, bu iki maddeyi özel bir bölmede birleştirebilmektedir. Bu sırada aynı anda, yakma odasının duvarlarından salgılanan özel bir katalizör maddenin (peroksidas) etkisiyle oluşan karışım 100 C 'lık kimyasal silaha dönüşmektedir. Bunun peşisıra tehlike anında bu sıvıyı basınçla dışarı püskürtüp düşmanın haşlanmasına sebep olmaktadır.
Nasıl olur da Mayıs Böceği bir kimyager gibi formülleri bir araya getirerek silah üretecek teknik bilgiye sahip olabilir? Bu maddenin kendi vücudunu yakmaması için yanma ve karışımı püskürttüğü odaları yanmaz bir alaşımla izole edebilecek bir tasarımcı olması mümkün müdür?
Bediiüzzaman Said-i Nursi 22. Söz'de buna güzel bir tefekkürüyle açıklıyor:
"Gel her tarafa bak, herşeye dikkat et! bütün bu işler içinde gizli bir el işliyor çünkü bak, bir dirhem kadar kuvveti olmayan, bir çekirdek küçüklüğünde birşey binler batman yükü kaldırıyor. Zerre kadar şuuru olmayan, gayet hakimane işler görüyor. Demek bunlar kendi kendilerine işlemiyorlar. Onları işlettiren gizli bir kuvvet sahibi vardır. Eğer kendi başına olsa, bütün baştan başa bu gördüğümüz memlekette her iş mu'cize, herşey mu'cizekar bir harika olmak lazım gelir. Bu ise, bir safsatadır. "