EVRİM VE MATERYALİZM
"Onların yaptıkları her işin önüne geçtik, böylece onu savurulmuş toz zerreleri kılıverdik." (Furkan Suresi, 23)
21. yy'a girmekte olduğumuz şu günlerde modern bilimin geldiği son aşama, evrim teorisinin geçersizliğini tüm hatlarıyla ortaya koymaktadır.
Bilindiği gibi evrim teorisi, bilimsel bir kimlik altında insanlara empoze edilmeye çalışılan, ancak bunun aksine, bugün modern bilim tarafından tamamen reddedilen hayal ürünü bir iddiadır. Çünkü bu teori, canlılığın yeryüzünde tesadüfler sonucu oluştuğunu ve tüm canlıların birbirlerinden yine tesadüfler sonucu türediğini iddia eder. Bir başka deyişle bir "Yaratıcı"nın varlığını tamamen reddeder. Halbuki modern bilim, yaşamın tesadüfen oluşamayacağını bugün defalarca ispat etmektedir.
Bu durumda karşımıza çok daha farklı bir gerçek çıkar. Evrim teorisi şayet bilimsel kaygılarla savunulmuyorsa, o halde daha farklı bir amaç için halka empoze edilmeye çalışılmaktadır.
Nitekim biraz incelendiğinde, bu iddianın arka planı hemen gözler önüne serilir. Evrim teorisini savunan çevreler, sahip oldukları "dünya görüşünü" topluma empoze etmeye çalışmakta, halkın dini inançlarını ve ahlaki değerlerini ortadan kaldırmak için bir uğraş vermektedir. Sözgelimi evrim teorisinin "yaşam mücadelesi", "güçlülerin zayıf olanları yenmesi ve ezmesi" gibi kavramlarını hararetle savunmalarının sebebi, yalnızca kendi düşünce sistemlerini halka bilimsellik boyası altında kabul ettirmek içindir.
Halka kabul ettirilmeye çalışına bu düşünce sistemlerinden biri, din-dışı bir sistem olan "materyalizm" dir. Materyalizm, yegane gerçekliğin yalnızca "madde" olduğunu öne sürer. Materyalistler yaratılış gerçeğini reddederler ve bu gerçeğin yerine, maddenin ezelden beri kendi kendine var olduğunu ve sonsuza kadar da mutlak bir varlık olarak kalacağını iddia ederler. Yani madde, sonsuzdan beri var olan ezeli ve ebedi tek varlıktır. Bu görüş doğrultusunda tüm kainatın bir Yaratıcısı olduğu da reddedilmiş olur. Bir başka deyişle tüm kainat, maddenin tesadüfi olan gelişimi sonucu başıboş olarak işlemektedir. Buna paralel olarak materyalistler, canlıların cansız maddelerden tesadüfen türemiş olduğunu savunurlar. Bilindiği gibi evrim teorisinin iddiası da bu görüşleri destekler yöndedir. Bu yüzden Yaratılışı reddeden her türlü sistem, evrim teorisini kendine bir dayanak olarak benimsemiştir. Bu din dışı sistemlere göre tesadüfen meydana gelen bir oluşum sürecinin sonunda insan ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla insan evrimleşen bir varlık olduğundan, hiç kimseye karşı sorumlu değildir.
İşte bu nedenledir ki evrim teorisi, emperyalizm, komünizm, ırkçılık ve kapitalizm gibi her türlü din-dışı sistemin bel kemiğini oluşturmaktadır. Çünkü bu din-dışı sistemlerin hepsi aynı evrim teorisi gibi bir Yaratıcı'nın varlığını inkar etmektedir.
Nitekim materyalizmin gerçek mahiyeti bu şekildedir. Materyalistlerin kendi kaynaklarında şöyle tarif edilir:
"Materyalizm, idealizmin karşıtı biricik felsefe akımı Materyalizm dünyanın ezeli ve ebediliğini (öncesiz sonrasızlığını), Tanrı tarafından yaratılmış olmadığını ve de zaman ve mekan da sonsuzluğunu kabul eder." (Materyalist Felsefe Sözlüğü, Sosyal yayınları, 4. Baskı, s.326)
Materyalistlerin maddeyi bu derece ilahlaştırmalarının sebebi, bir Yaratıcı'nın varlığını kabul etmemek içindir. Çünkü Allah (c.c)'ın varlığına iman ettikleri taktirde dini de kabul etmeleri ve onu yaşamaları gerekecektir. Din ise herşeyden önce güzel ahlakı hedeflediği ve Allah (c.c)'a kesin bir boyun eğişi gerektirdiğinden, elbette bu insanların kibirlerine ağır gelecektir.
Bu durum aslında insanlık tarihi boyunca tüm inananların karşılaştıkları bir durumdur. Hak dinler karşısında her zaman bu tip inkarcılar çıkmış ve hepsi de bu tip (maddecilik) safsatalar ortaya atarak, dine karşı gelmişlerdir. İnkarcı bir zihniyete sahip olanlar da bu kişilerin yanlarında yerlerini almayı ihmal etmemişlerdir. Antik çağdan bu yana inkarcıların bu çürük iddiayı savunmalarının sebebi, halkı dini, ahlaki ve milli değerlerden uzaklaştırmak ve böylelikle Allah (c.c)'ın varlığını inkar eden, dini ve ahlaki değerlerden yoksun olan yeni nesiller meydana getirmektir. Nitekim tarih boyu yaşayan din düşmanlarına bakıldığında, hepsinin sahip olduğu felsefenin temelinde materyalizmin yattığı görülür.
Canlıların tesadüfler sonucu kendi kendilerine oluştuğunu ve insanların da maymunlardan evrimleştiğini iddia eden Darwinizm'in özü de tamamen maddeciliğe dayalıdır. Ancak çağdaş bilim, materyalizmi ve bunu esas alan ideolojileri her alanda yalanlamaktadır. Materyalistlerin öne sürdüğü iddiaların hiçbir geçerliliği olmadığı, günümüzün modern bilimi ile tamamen ispatlanmış ve bu uyduruk sistem çökertilmiştir.
İnsan açık bir şuur ve akıl ile düşündüğünde, tüm maddesel evrenin Allah (c.c) tarafından yaratıldığını, ezeli ve ebedi olan tek varlığın Allah (c.c) olduğunu açıkça görür. Allah (c.c) kendisini tanımamızı sağlayacak olan tüm delilleri bu maddesel dünyanın dört bir yanına yerleştirmiştir. "…"Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır…" (Enbiya Suresi, 56) ayet-i kerimesiyle Allah bu gerçeğe dikkat çekmektedir.
Tüm kainat kendi kendine ve tesadüfen işleyen maddeler yığınından oluşmamakta, bunun tam aksine son derece planlı ve mükemmel bir düzen içerisinde Rabbine boyun eğerek varlığını sürdürmektedir. Bu nedenledir ki canlılığın olağanüstü bir irade tarafından yaratıldığını bilimsel olarak ispatlayan modern bilim, bugün materyalistlerin vermeye çalıştıkları imajın aksine dini ve Yaratılış gerçeğini doğrulamaktadır. Tüm evren ve içinde yaşam süren tüm canlılar, göklerin yerin ve ikisi arasındakileri var eden Allah tarafından yaratılmışlardır.
"…sizin Rabbiniz Allah'tır; her şeyin yaratıcısıdır; O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?" (Mü'min Suresi, 62)