KOZADAKİ İPLİK USTALARI
Mümin, ruhu itibariyle bütün yaratılmışların içinde en şerefli olanıdır. İnsan düşündüğü zaman bu alemin Sahibini ve Varedenini hemen anlar ve gafletten çıkar. Gafletten kurtulan kişi de , her hareketinin hak yolda ve kendisine salih ameller kazandıracak şekilde olmasına çabalar. Çünkü müminin, ancak iman ile hazzı, nuraniyeti, nasibi ve ruhaniyeti artar.
"Ey iman edenler, Allah'dan korkup sakının ve sizi ona yaklaştıracak vesileler arayın; Onun yolunda cihat edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz. (Maide 35)
İnsan, yaşadığı her mekanda Allah-u Teala'nın sanatıyla ve gücüyle karşı karşıyadır. Mümin de, baktığı herşeyde bu sanatı görebilecek fıtrattadır. Örneğin, ipeğin mahiyetini, oluşum evrelerini bir düşünün. Göreceksiniz ki her aşaması mevlamızın kudretini ve azametini vurgulamaktadır.
Kuran-ı Kerim'de de bahsi geçen, Rabbimizin cennete girmeye hak kazanmış kişilere süs eşyası olarak vadettiği ipek; halk arasında ipek böceği denen"dut kelebeği"nin tırtılından elde edilir. Ömrü çok kısa olan dişi kelebek, 450-500 kadar yumurta yumurtlar; bu yumurtaların ortam şartlarıyla, rüzgarlarla, .....vs. saçılıp dağılmaması gerektiğini düşünerek helmeli bir maddeyle bunları birbirine yapışırır. Buradaki helmeli maddeyi üretebilecek ne kimya bilgisine, ne böyle bir maddenin yumurtaları birbirine yapıştıracağına dair bir akla ve enerjiye sahip olmayan küçük kelebek, bu işlemi yerine getirirken hiçbir yorgunluk ve bitkinlik duymamaktadır.
Yumurtadan çıkan dut kelebeği tırtılı; önce büyük bir titizlilikle seçtiği "askı" olarak kullanacağı dallardan birine çıkarak kendini aynı iplikle oraya bağlar. Daha sonra salgıladığı ipeğe sarılmaya ve kozağı örmeye başlar. Kozayı örme ve tamamlama işlemine, gece gündüz durmaksızın 3-4 gün sürmektedir. Çıkardığı ipek telciğinin toplam uzunluğu 800-1500 m. arasında olmaktadır. Boyunun yüzlerce kat fazla uzunluğunda olan ipek telciğini üretecek gücü Rabbimizin ilhamından aldığı açıkça görülmektedir. Birkaç mm. lik boyuyla, günlerce ara vermeden çalışan bu tırtıl insanüstü bir güç göstermektedir. Çünkü, insan günlük uykusunu almadığında hem zihnen, hem de bedenen güçsüzleşmesine rağmen, dut kelebeği tırtılında herhangi bir bitkinlik görülmemektedir.
Allah-u Teala'nın Fatır (Yaratan ve İcat eden) sıfatının bir tecellisi olan tırtıl, ipliğini çıkardığı sürece, başını 8 biçiminde olacak şekilde sürekli oynatarak kozanın bir bölümünden diğer bölümüne geçerek örme işlemine devam eder. Başı dönmeden ve dengesini hiç kaybetmeden yaptığı bu hareketi, 3-4 gün süresince toplam 130.000 kez tekrarlamaktadır. Bu rutin hareketi yapan tırtılın boynunun ya tutulması, ya da işlevini yitirmesi gerekirken büyük bir ta'kat ile üretimine devam eder. İpek üretimi sona erdiğinde ve ezler oşaldığı zaman artık çok zayıflamış olan tırtılın ya ölmesi, ya da hastalanması gerekirken başkalaşıma uğrayarak, bir iki gün içinde daha güçlü olan "krizalite" dönüşür. İnsan, acizliğinin ve güçsüzlüğünün yanında ufacık bir canlının, insandan kat kat dirençli olması şüphesiz Cenab-ı Allah'ın bir sanatıdır.
Bu aşamalardan sonra, ipek telciklerinin toplanarak işlenmesini insan üstlenir. Günlerce makinalarda, yüzlerce işçiyle çalışarak bunları ipek haline getirirler. Öncelikle, alınan koza 90 C'deki suya batırılır ve ipek ipliğinin çözülmesi sağlanır. Telciğin ucu bulunduktan sonra temizleme, eğirme....vs. aşamalarından geçirilerek ipek çilesi haline getirilir. (Eğer krizalite aşamasından koza alınmazsa, erişkin kelebek kozayı delerek çıkacağı için "ipek kozasına" zarar verecektir.)
İşte ipek dediğimiz dokumanın oluşum aşamalarındaki Cenab-ı Mevla'nın kudreti ve sanatı mümini bu konuda tefekküre ve ahireti düşünmeye yöneltip, en güzel isimleriyle tesbih ettirir.