Hayvanların ve bitkilerin birtakım özellikleri, inkarcıların, yaratılış konusundaki olumsuz iddialarını tam anlamıyla boşa çıkarmaktadır. Her zaman kendi bilgi ve gücüne güvenen insan, neden ve nasıl yaratıldığını dahi bilemediği pek çok şeye seyirci kalmakta, bunu dayandıracak sebep bulamamaktadır. Halen nasıl meydana geldiği bir sır olan milyonlarca ayrıntı vardır ve bunlara Allah'ın yaratması dışında sebepler bulmaya dair çabalar hep sonuçsuz kalmaktadır. Benimde bir süredir yazılarımda vurgulamaya çalıştığım bu iman delilleri, bu ayrıntıları tekrar gözler önüne serebilmek içindir.

İnsanın, vücut ısısı veya kalp atşı hızı gibi vücut fonksiyonlarını, kendisinin kontrol altında tutması mümkün değildir. Bu ancak, son derece teknolojik ve oldukça teferruatlı cihazlarla kısmen mümkün olabilmektedir. Oysa kış uykusuna yatan hayvanların çoğunluğu, sanki yapmaları gerekenin ne olduğunu biliyormuş gibi, kendi vücutlarını, maksimum enerji harcamaktan kurtarmaya çalışırlar. Uykuda hayvanın vücut sıcaklığı neredeyse yarı yarıya düşmektedir. Kalp, karaçiğer ve diğer organların çalışmasıiçin az enerji gerekeceğinden, solunum ve kalp atımları iyice yavaşlar. Kış uykusuna yatan ayıların, normal bir yaz uykusunda kalpleri dakikada 40-50 defa atmaktayken, kış uykusu sırasında dakikada yalnızca 8 defa atmaktadır.Bunula beraber, ekstra ısı kazanmak için uyku sırasında titredikleri de bilinmektedir.
Hayvanların çeşitli mucizevi özelliklerinden bahsetmemin en önemli nedenlerinden biri, aklederek yapmaya malik olamadıkları pek çok şeyi başarabilmeleridir. Bunu kendisinden öncekilerden öğrenmiş değildir ve kendisine bu kadar teknik bilginin öğretilmesi de mümkün değildir. Buna rağmen bazı türler, kışın soğukta donma tehlikesi geçirdikleri zaman hemen uyanarak, vücut sıcaklıklarını arttırırlar. Daha sonra tekrar uykuya dalarlar.
Asıl olan bütün bunları bir hayvanın başarmış olmasından daha ötedir. Çeşitli kılıflar bulunsa bile sözkonusu kendinden habersiz uyuyan bir canlıdır. Hayvanın kanındaki oksijen miktarına kadar herşey dengededir. Bu dengeyi sağlayan özellik, vücuttaki küçük bir miktar ürenin uyku sırasında çeşitli şekillere girmesidir. Üre vücuttaki arıtma sistemi tarafından azaltılır ve nitrojene dönüştürülür.Böylelikle üretilen bu nitrojen ile vücutta toksit üre arttırmını önler. Bu da hayvanın uyku sırasında zehirlenmemesi için vücudun aldığı önemli bir tedbirdir. Böyle bir metabolik üstünlük, insanlarda mide ve şeker hastaları için yeni dietler bulunması amacıyla kullanılmaktadır.
Değerli üstad Bediüzaman Said Nursi Rabbimizin bu üstün sanatına ilişkin şu sözleri zikrediyor:
"...Hayvanat ve nebatatın icadında, gözümüzle görüyoruz, hadsiz bir sehafet ve kesret içinde, nihayet derecesinde bir itkan, bir hüsn-ü sanat bulunuyor.Hem nihayet derecede karışıklık ve ihtilat içinde nihayet derecede bir imtiyaz ve tefrik görünüyor.Hem nihayet derecede mebzuliyet ve vüs'at içinde, nihayet derecede sanatça kıymetkarlık ve hilkatçe güzellik bulunuyor.Hem nihayet derecede sanatkarane bir surette, çok cihazata ve çok zamana muhtaç olmakla beraber, gayet derecede suhulutle ve süratle icad ediliyor.Adeta birden ve hiçten o mucizat-ı sanat vücuda geliyor..."(Mektubat, Yirminci.Mektup, İkinci makam, Onuncu Kelime)