BAHARDAKİ SARI BULUTLAR - 1
Alemlerin Rabbi olan Cenab-ı Allah'ın, mutlak hakimi olduğu alemlerden biriside bitkilerdir. Bitkiler alemi, dış görünümleriyle olduğu kadar, doğaya ve insana faydalı olan sayısız özellikleri itibariyle de, araştırmaya ve incelemeye teşvik eden bir yapı göstermektedir.
Bitkilerin üremeleri şüphesiz en çok merak uyandıran konuların başında gelir. Bir çiçek yetiştirmek istediğimizi varsayalım. Yapılacak ilk iş, bu çiçeğin tohumunu alıp uygun bir mevsimde saksıya ekmek olacaktır. Böylece amacımıza kısa bir sürede ulaşmış oluruz. Peki, olağanüstü güzel bir çiçeğin yada son derece lezzetli bir meyvanın yada koskocaman bir ağacın tüm özelliklerinin kayıtlı olduğu bu mucizevi tohum nasıl meydana gelmektedir?
Ayrıca doğaya bir göz gezdirecek olursak, yabani olarak yetişen pek çok küçük bitki, ağaç, hatta orman görürüz. Doğal ortamları muhafaza edildiğinde bunların sayısı her geçen yıl artmaktadır.
Bitkilerin hayat kaynakları polenler, yani çiçek tozlarıdır. İnsan ve hayvanlarda spermin işlevi neyse, bitkilerde de polenin işlevi budur. İnsanların neslini sürdürebilmek için nasıl üremeye ihtiyaçları varsa, bitkilerinde aynı şekilde polenler vasıtasıyla döllenmeye ihtiyaçları vardır.
Polenin yapısını incelediğimizde, spermin mucizevi anatomisine benzer bir yaratılışla karşılaşıyoruz Bilindiği gibi gerek spermler, gerekse polenlerin ortak özellikleri olan türlerinin devamını sağlama, hayati önem taşıdığı için, her ikisi de inanılmaz korunma faktörleriyle donatılmışlardır. Bu korunmanın her safhasında sezilen çok ince bir tasarım ve mükemmel bir planlama ise, bu aklın gerçek sahibini tüm açıklığıyla belirtmektedir.
Polenlerin yapılarını tarif ederken, bir tür kabukla sarılı oldukları söylenebilir. Bu kabuğun dış kısmında bulunan ve "ekzin" olarak adlandırılan bir madde vardır ki, bu tabaka organik alemin bilinen en dayanıklı maddesi olup, kimyasal yapısı henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. Tahmin edileceği gibi bir tohumun maruz kalabileceği fiziksel şartlar oldukça farklı ve zorlu olabilmektedir. İleride daha detaylı inceleyeceğimiz gibi polenler, rüzgar tarafından km.'lerce sürüklenebilmekte, her türlü ortama, hava şartına maruz kalabilmekte, düştüğü yerde ıslanmakta, yakıcı güneş altında kurumaktadır. Dolayısıyla işlevini tam olarak görmesi, görevini yerine getirebilmesi için, tüm bu negatif şartlara karşı koyabilecek bir anatomiye sahip olması gerekmektedir. Oysa ki polenler, herkesin bildiği klasik görünümleriyle son derece narindirler. Değil şiddetli bir rüzgara dayanabilmek, ufak bir esintide bile, zarar görebilecek hassasiyettedirler ve zariflikte oldukları izlenimi vermektedirler.
Bilimin bu alanda yaptığı son çalışmalar da göstermiştir ki, polenler görünenin tam aksine asitlerin ve enzimlerin yol açacağı bozulmaya karşı çok dirençlidirler. Ayrıca yüksek sıcaklık ve basınçtan da etkilenmemektedirler.
Doğada Cenab_ı Allah'ın bu eşşiz sanatının işleyişini Üstad Bediüzzaman Hazretleri Beşinci Bürhan sayfa 263'te şöyle belirtir. "Çünki, bak bu taşlardaki nakşa, her birisinde bütün sarayın nakışları var; bütün şehrin tanzimat kanunları var; bütün memleketin teşkilat programları var. Demek bu nakışları yapmak, bütün memleketi yapmak kadar harikadır. Öyle ise ; her bir nakış, her bir san'at, o gizli zatın bir ilannamesidir, bir hatemidir."