Mimaride kendine ait buluşları olan usta bir mimar, estetikte, şaşılacak bir geometriyle harikalar yaratan bir sanatçı, kimyasal zehir üretebilen bir kimyager bunları düşmanlarına karşı keskin bir zekayla kavranabilen bir savaşcı ince oranlarla hesaplanmış, benzersiz bir ağ üretme sistemi kurmuş olan tecrübeli bir mühendis.

Örümceğin ağ yaparken kulandığı bütün bu tekniklerin sebebi uzun araştırmaların sonucunda bilm adamlarınca anlaşılmış ama bu teknikleri nasıl yapabildiği anlaşılamaşıtır. Anlaşılamayan bu sırrın cevabının ise Cenab-ı Allah "onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca 'ol' demekten ibarettir, o da hemen oluverir." (Nahl, 40) ayetinde vermiştir.
Örümcekler ağlarını bir çok ayrıntıyı aklın alamayacağı detayları hesaba katarak yaparlar. Böcekleri anlamak için özel olarak dizayn ettikleri ağlar, farklı bölgelerde farlı oranlarda özel bir esneklik payına sahiptir. Örümcek, ağının esnekliğini hem yakaladığı avın kaçma ihtimalini oratadan kaldırarak hem de ağının zarar görmesini engelleyecek şeklide ayaralar. Ağın fazla sert olması, ağa çarpan böceği geri fırlatacaktır, fazla gevşek olması ise ağı oluşturan yapışkan iplikçiklerin fazlaca esneyip birbirine yapşmasına ve ağın deforme olmasına sebep olacaktır.
Bütün bunları hesaplandığı ve tam bir oran tuturduğu gibi birde rüzgarın bu etkinisi kullanarak ağatam bir şekil verir. İnsanoğlu bugüne kadar bu kadar sağlam bu kadar esnek ve içine giren cismi yumuşak ve yapışkan olmasına rağmen hiçi bozulmadan kavrayabilen böyle bir ağa sistemi geliştirmiştir. Üstelik rüzgarın şiddetini de göz önünde bulundurarak.
Örümceklerin tuzak sistemlerinden biri de üç boyutlu ağlarla oluşturdukları karmaşık bir yapıdır. Karadul örümceği avını yakalamada bu tekniği kullanır. Üstün bir mimari şaheseri olan bu üç boyutlu ağ tabakanın içine yine ağlardan yapılan bir tuzak topu yerleştirir. Bu, yapışkan ağlardan oluşan bir toptur. Bu top yere zayıf olarak tutturulmuştur. Buna yapışan böcek çırpınırken, bu zayıf bağlar yerden kopar ve örümcek, tuzağı yukarı, üç boyutlu ağın ortasına çekerek avını öldürür. Her zaman ağın bağlarını çok sağlam yapan örümcek sadece bu sistemde üç boyutlu ağın orta kısmına özel gevşek iplikçikler imal eder. Bunun neticesi ise örümceğin kolayca avucuna düşen avıdır.
Örümcek bu kadar emek verdiği ağının kolayca bozulabileceğini de bilir. Yağmur, toz veya tuzaktan kurtulmaya çalışan avlar ağın yapışkanlık özelliğini kolayca kaybetmesine yol açar. Bunun farkında olan örümcek ise periyodik olarak ağını yiyip sindirerek, sindirdiği ağın aminoasitlerini bir sonraki ağın yapımında kullanır. Ve ağını sık sık yeniler.
Bütün bu özellikler 1-2 santim büyüklüğünde bir böceği yapabildiklerinin yalnızca bir bölümüdür. Yalnızca Allah dilediği için insanların en yüksek teknoloji ile bile elde edemediği kompleks sistemleri bünyesinde barındıran ve bununla mucizeler sergileyen bu hayvan, tek başına bir insanı imana getirmeye yeterli bir delildir.
Bunun gibi sonsuz delile rağmen iman etmeyenlere Kuran-ı Kerim de Rabbimiz şu ayetle çağrıda bulunur:
"Ey insan, üstün kerem sahibi olan Rabbine karşı seni aldatıp yanıltan nedir? "
(İnfitar suresi, 6)