ÖRÜMCEK İPİ - 1
Evrim Teorisi, her türlü bilimsel kriterden yoksun, hiçbir geçerli delile dayandırılmamış tamamen spekülatif bir iddiadır. Daha da ötesi bütün iddiasını canlılığın, gerçekleşmesi ihtimal dışı sayısız tesadüflerin ardarda gelmeleri sonucunda oluştuğu gibi akıl ve bilim dışı bir temel üzerine kurmuştur. Bu temelin çürük olduğunu ispat etmek için uzun açıklamalar yapmaya ihtiyaç yoktur. Tek bir canlı örneğin tek bir örümcek dahi sahip olduğu mucizevi yapısıyla bu gerçeği açıkça ispat etmektedir. Doğadaki her canlı, Allah (c.c)'ın varlığını gösteren birer delildir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de konuya şöyle dikkat çekilir:
"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonar dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer aarsında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)
Evrim Teorisi, her türlü bilimsel kriterden yoksun, hiçbir geçerli delile dayandırılmamış tamamen spekülatif bir iddiadır. Daha da ötesi bütün iddiasını canlılığın, gerçekleşmesi ihtimal dışı sayısız tesadüflerin ardarda gelmeleri sonucunda oluştuğu gibi akıl ve bilim dışı bir temel üzerine kurmuştur. Bu temelin çürük olduğunu ispat etmek için uzun açıklamalar yapmaya ihtiyaç yoktur. Tek bir canlı örneğin tek bir örümcek dahi sahip olduğu mucizevi yapısıyla bu gerçeği açıkça ispat etmektedir. Doğadaki her canlı, Allah (c.c)'ın varlığını gösteren birer delildir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de konuya şöyle dikkat çekilir:
"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonar dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer aarsında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)

Bilindiği gibi örümceğin en belirgin özelliği, kurduğu ağlardır. Örümcekler ağ kurmak için kendi vücutlarında ürettikleri ipeksi iplikleri kullanırlar. Yalnız bu ipliğin çok ilginç özellikleri vardır. Çapı bir milimetrenin binde birinden daha az olan bu iplik, aynı kalınlıktaki çelik telden 5 kat daha sağlamdır. Ayrıca kauçuktan da çok daha esnek bir maddedir ve kendi uzunluğunun 4 katı kadar esneyebilir. Bu ipin en önemli özelliği ise son derece hafif olmasıdır. Yani çelikten 5 kat daha sağlam bu ip aynı zamanda son derece hafiftir. Bir başka deyişle dünyanın çevresi boyunca uzatılacak bir ipek ipliğin ağırlığı, yalnızca 320 gr.'dır.
Bilindiği gibi çelik, bilinen en sağlam malzemelerden birisidir. Ancak burada çelikten daha sağlam bir ip sözkonusudur. Bu ipin mucizevi yönünü daha iyi anlayabilmek için öncelikle çeliğin nasıl üretildiğini düşünmekte fayda vardır. Çelik ağır bir malzemedir ve kullanımı son derece zordur. Yüksek ısıda ve dev fırınlarda üretilip, kalıplarda soğutulduktan sonra kullanıma hazır hale getirilir. Ancak örümcek ipliği çelikten 5 kat daha sağlam olmasına rağmen büyük tesislerde değil, örümceğin kendi içinde üretilmektedir. İnsanın hemen her yerde rastlayabileceği herhangi bir örümcek, bu ipi kolaylıkla üretebilmektedir.
Örümcek ipinin bir başka mucizevi özelliği ise çok esnek olmasıdır. Doğada hem esnek hem de çok sağlam bir malzeme bulmak son derece zordur. Sözgelimi çelik halatlar en sağlam malzemelerden biridir. Ancak esnek olmadıklarından dolayı kolayca deforme olup yıpranırlar. Kauçuk halatlar ise esnektirler. Bu yüzden kolay kolay deforme olmazlar. Ancak bu esnekliklerinden dolayı son derece dayanıksızdırlar; ağır bir yükü taşıyamazlar. Hem dayanıklı hem esnek olan bir maddeye şu an sanayide çok ender rastlanır. Buna karşın örümceğin ipliği, aynı kalınlıktaki çelik telden beş kat daha sağlam, yine aynı kalınlıktaki kauçuktan yüzde otuz daha esnektir. Bu değerler göz önüne alındığında örümcek ipliği dünyadaki eşi benzeri olmayan bir malzemedir. Ve bu benzersiz malzemeyi küçük bir hayvan üretmektedir.
Bu noktada şu önemli gerçeği düşünmek gerekir. Eğer çelik ve kauçuk, insanoğlunun yüzyıllar boyunca edindiği bilgi birikimi ve teknoloji ile üretiliyorsa, bundan çok daha üstün bir malzeme örümceğin vücudunda hangi bilgi kullanılarak üretilmektedir? Bu üretimde hangi teknoloji kullanılmaktadır?
İpliğe çelikten daha sağlam olma özelliğini kazandıran, proteinlerin en önemlisi olan "skleroprotein"dir. Örümcek bu maddeyi arka bacaklarının uç kısımlarındaki iplik iğnelerinden elde eder. Bu protein sayesinde yapılan iplik o kadar sağlamdır ki, eğer elli metre genişliğinde ağ örebilecek büyüklükte bir örümcek olsaydı, bu ağ ile bir uçağı bile durdurabilirdi.
İpliğin sağlamlığını atomik yapısı sağlar. İplik serbest haldeyken onu oluşturan atomlar düzensiz bir haldedir. Bu durum ipliğin gerilmesine imkan tanır. Ancak iplik gerildikçe bünyesindeki atomlar düzenli bir hal alırlar. Serbest bırakıldıklarında ise tekrar eski hallerine dönerler.
Bilindiği gibi fazlaca gerilen herhangi bir ip genellikle birdenbire kopar. Bunun nedeni, ipin yüzeyinde oluşan çatlakların hızla büyümesidir. Çatlamanın hızla olmasının nedeni, ipe etkiyen kuvvetlerin, herhangi bir karşı kuvvet olmadığı için çatlağın etrafında yoğunlaşmalarıdır. Oysa örümcek ipini oluşturan kristalize yapı, çatlamayı oluşturan kuvvetleri zayıflatarak, bunları bölen birer engel oluşturur. Bu da ipliği dayanıklı kılar. Yani örümceğin üretmiş olduğu iplikte, mevcut fizik kanunlarını tam tersine çevirecek bir dizayn vardır. Gerilim altında bir malzeme için küçük bir yüzey hasarı bile çok önemlidir. Sözgelimi halatın üzerinde bir kesik olduğunda şayet ortada şiddetli bir gerilim varsa, bu kesik bütün halatın kopmasına sebep olmaktadır. Fakat bu risk örümcek ipliğinden alınan bir tedbirle önlenmiştir. Sözgelimi bir bahçe örümceği ipliğini üretirken, aynı zamanda da üzerini sıvı bir madde ile kaplar. Böylece meydana gelebilecek çatlamalar önlenmiş olur. Bugün bu teknik yöntem çok büyük yük taşıyan ve sağlam olması gereken endüstriyel kablolarda kullanılmaktadır.
Bu teknik izahların arkasında büyük bir gerçek yatmaktadır. Örümceğin ne atomun kristal yapısından, ne de proteinlerden haberi vardır. Ne kimya, ne fizik ve ne de diğer mühendislik dallarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Örümcek düşünme yeteneği olmayan ve buna uygun bir beyni bile olmayan küçük bir böcektir. Sahip olduğu özellikler ise hiçbir şekilde tesadüfle açıklanamayacak kadar komplekstir. O zaman burada bütün bu hesapları ve planlamaları yapan büyük bir gücün hakimiyeti söz konusudur.
Örümceğin ağı, ipliği, avlanması ve yaşamı detaylı şekilde incelendikçe ortaya çıkan teknik yapı o kadar kusursuzdur ki, çok özenli bir yaratılışın izleri her safhada açıkça görülmektedir. Allah (c.c)'ın varlığının delilini aramak için çok uzaklara gitmeye gerek yoktur. Bahçede otların arasında yürüyen küçücük bir örümcek sahip olduğu en gelişmiş kimya ve mimari bilgi birikimiyle, insanı hayretlere düşüren yaratılış delillerinden yalnızca bir tanesidir.