RABBİN VAHYİYLE HAREKET EDEN GÖZCÜ ARILAR - 1
Cenab-ı Allah'ın yeryüzünde yarattığı milyarlarca canlı, Rablerinin doğada kendilerine sağladığı sonsuz imkanları kullanarak yaşayacakları yerleri hazırlamakta ve bu mekanlarda ömürlerini sonuna kadar güven içinde korunmaktadır.
Cenab-ı Allah'ın yeryüzünde yarattığı milyarlarca canlı, Rablerinin doğada kendilerine sağladığı sonsuz imkanları kullanarak yaşayacakları yerleri hazırlamakta ve bu mekanlarda ömürlerini sonuna kadar güven içinde korunmaktadır.

Binlerce arının özen göstererek büyük bir emekle inşa ettiği kovan içindeki yaşam incelendiğinde, şüphesiz dikkati çeken ilk şey, bu kalabalık ordunun arasındaki kusursuz işbirliği olacaktır. Öyle ki yumurtadan çıktığı andan itibaren her arı, kendi üstüne düşen görevi eksiksiz yerine getirmekte ve büyük bir çabayla oluşturdukları düzenin korunması için mücadele etmektedir. Elbette bu büyük ordunun böylesine intizamlı bir hayat yaşayabilmesinin sebebi, hepsinin kayıtsız şartsız kraliçe arıya itaat etmeleridir. Kimi kovanlarda yaklaşık yetmişbin kadar arının yaşadığı göz önüne alınırsa, aralarındaki görev dağılımının ne kadar ustaca yapıldığı ve kraliçeye itaatin de ne derece önemli olduğu açıkça görülecektir. Kovanda yaşayan tüm arıların, kendi kendilerine özellikle kraliçe arıyı seçip, ona itaat etmeye karar vermeleri elbette mümkün değildir. Bu çalışkan ordunun her askeri, sadece kendilerini yaratan ve olağanüstü yeteneklerle donatan Allah'a itaat etmekte ve O'nu tesbih edip yüceltmektedirler.
Bütün bunların yanında bal arılarının dikkati çeken en çarpıcı özelliklerinden bir diğeri ise, değişen şartlardan dolayı zor durumda kaldıklarında çok akılcı tedbirler almalarıdır. Son derece korunaklı ve konforlu inşa edilmiş olan yuvanın hassas dengesini bozacak en ufak bir olayda bile bütün arılar bu problemi çözmeye çalışırlar. Nitekim her arı topluluğunda karşılaşılan problemlerden biri de, kovanda yaşayacak olan arı sayısını bu kovana sığabilecek miktarda tutabilmektir. Kovanın hakimiyetini elinde tutan ve en önemli görevi arı sayısının artmasını sağlamak olan kraliçe arının kontrolü dışında bazen bu sayı o kadar artar ki, artık arılar evlerine sığamaz duruma gelirler. Lakin her güç durum karşısında Cenab-ı Allah'ın kendilerine verdikleri ilhamla olağanüstü tedbirler alabilen bu küçük bal üreticileri, kovana sığamamaları durumunda da insanı oldukça şaşırtan sayısız mucizeyi arka arkaya gerçekleştirirler.
Arıların sayılarının hızla arttığını gören kraliçe arı, kovanı büyütmeye çalışsa da içinde bulundukları kavuğu genişletemeyeceği için acilen nizamın devamlılığını sağlayacak bir çözüm bulmalıdır. Rabbinin vahyiyle isabetli karar veren kraliçenin bu sorun karşısında bulduğu çözüm ise, belirli bir sayıda arıyı yanına alarak, kovanı terketmektir. İlk bakışta arıların bir kısmının kovandan ayrılması basit bir olay gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde durumun hiç de öyle olmadığı ortaya çıkacaktır.
Kusursuz bir disiplin içinde yaşayan kovanın bölünme vakti yaklaştığında, arıların her zaman ki tavırlarını değiştirmeleri, taşınmaya özel hazırlık yaptıklarını açıkça göstermektedir. Bunun en çarpıcı delillerinden biri, kraliçeye şevkle hizmet eden ve onu özel arı sütüyle besleyen işçi arıların, birdenbire bu tutumlarını değiştirmeleridir. Zira işçi arılar bu hizmeti yavaşlatarak onu daha az beslemeye başlamaktadırlar. Tam bağlı oldukları kraliçeye karşı bu ani uygulama değişikliğinin sebebi ise, tahmin edilemeyecek kadar özel bir ayrıntıdır. Buradaki amaç, kraliçe arının ayrılma sırasında kovandan çıkan diğerlerine yetişebilmesi için yeterince hafif ve çevik olmasını sağlamaktır.
Kovandaki en dikkat çekici değişiklik, şüphesiz kraliçe arının geride kalan kovanı bekleyen büyük bir soruna önceden çözüm getirmesidir. Bu sorun, koloniyi terkeden tüm arıların kovanın lideri olan ve bütün gücüyle düzeni sağlayan kraliçe arıyla beraber ayrılmalarıdır. Oysa bu mükemmel düzenin bozulmaması için kraliçe arı, oldukça akılcı bir zamanlama yaparak, gitmeden önce yerine aday kraliçe arılar yumurtlamaktadır. Bu kraliçe yumurtaları da, özel olarak işçi arılar tarafından inşa edilen ve diğer yumurtaların peteklerinden tamamen farklı yapıda olan başka hücrelere, kraliçe tarafından yerleştirilmektedirler. Bulunduğu kolonide kendisi dışında asla bir kraliçe adayının bulunmasına izin vermeyen ve her zaman tüm grubun tek lideri olan kraliçenin, böyle bir tutum sergilemesi elbette, onun kovandan gitme hazırlığı yaptığını göstermektedir.
Tüm bunların yanında, bilim adamları yıllar süren araştırmalara rağmen, kovanın nüfusunu azaltabilmek için ne kadar arının ayrılması gerektiğine kimin karar verdiğini keşfedememişlerdir. Ayrıca eski kovandaki düzenin bozulmaması için, kalacak olan erkek ve işçi arıların sayısının nasıl belirlendiği de bilinmemektedir. Şüphesiz milyarlarca ayrıntının gizlendiği bu küçük dünyanın sırlarının tüm bilgisi, herşeyi yaratan Rahman olan Allah' ın katındadır.
Kraliçe arının liderliğinde hareket eden seçilmiş binlerce arı, adeta bir bulut kümesi gibi ilerleyerek seçtikleri bir dalda kümeleşirler. Bir üzüm salkımını andıran bu kümenin tam ortasında ise, güvenliği çok önemli olan kraliçe arı, değerli bir mücevher gibi korunmaktadır. Arıların, kraliçenin çevresinde onu korumak için küçük bedenleriyle adeta bir barikat oluşturmaları, oldukça akılcı bir tedbirdir. Ayrıca yuvadan ayrılan binlerce arının arasında böylesine güçlü bir koordinasyon olması ve büyük bir disiplinle kaybolmadan kraliçe arıyı izlemeleri, gerçekten taktire şayandır.
Bu sırada halen bu büyük ailenin yerleşeceği bir kovan ve besleneceği verimli bir kaynak olmadığı için, hemen bu duruma bir çözüm bulmak gerekmektedir. Buna binaen onların içinden bir grup gözcü arı, dört bir yana dağılarak rahat edip yeni bir yaşam kurabilecekleri yeni bir kovan arayışına geçerler. Arıların hepsinin dağılmayıp kovan arama işini özel keşifçilere bırakmaları, son derece planlı hareket ettiklerini göstermektedir. Nitekim sabırsızlıkla beklenen yeni yuvayı araştıran gözcülerin de çok dikkatli olmaları, pratik düşünebilmeleri, hatta en uygun yeri doğru seçip karar verme mekanizmasına da sahip olmaları gerekmektedir. Boyu bir kaç santimi bile geçmeyen bu küçük canlıların, hiç bir yol göstericileri olmadan böylesine karmaşık işlemleri kendi kendilerine başarmaları Cenab ı Allah' ın Latif sıfatının güzel bir tecellisidir.