SAVAŞÇI TERMİTLER
Bütün işleri ezeli takdirine göre dosdoğru bir nizam ve hikmet üzerine yaratan Rabbimiz, tüm varlıklar üzerinde kudretini ve sanatını her defasında göstermektedir.
Yeryüzündeki tüm canlılar üstün bir yaradılışın ürünü olup, son derece kompleks bir yapıya ve çalışma sistemine sahiptirler. Cenab-ı Allah'ın yeryüzünde yarattığı milyonlarca canlı, gerek fiziksel gerekse gösterdikleri sosyal özelliklerle, akıl almaz yetenekler sergileyerek kendilerine verilen görevleri en mükemmel şekilde yerine getirirler. Bu görevlerden biri olan hayvanların kendilerini savunmak için yaptıkları taktikler, koloniler halinde yaşayan termitlerin yaşantılarında çok önemli bir yer tutar.
Aralarında son derece akılcı bir iş bölümüyle hareket eden kalabalık termit kolonilerinin savunmayı üstlenmiş olanları, çok güçlü silahlara sahiptir.Bu küçük canlıların,sahip oldukları fiziksel özelliklere göre görevlendirilmeleri gerçekten çok büyük bir mucizedir. Koloninin savunmasıyla görevlendirilen savaşçı termitlerin, bu şekilde yönlendirilmelerinin hikmeti, vücutlarında düşmanlarına karşı kullanabilecekleri son derece güçlü bir zehir barındıyor olmalarıdır.. Neslin devamını sağlayan kraliçe termitin rahat bir ortamda yumurtlaması ve işçi termitlerin mantar tarlalarından kolayca yiyecek toplayabilmesi, bu koruma görevlilerinin işlerini hiç bir aksaklık olmadan yerine getirmeleriyle gerçekleşir.
Rableri tarafından onlara ilham edilen bu amaç doğrultusunda hareket eden asker termitler, son derece gelişmiş bir kimya tekniği kullanarak savaşırlar. Buradaki asıl önemli nokta ise, dünya üzerinde yaşayan yüzlerce tür termitten her birinin düşmanlarına karşı ayrı bir savunma taktiği geliştirmiş olmasıdır.
Savaşçı termitlerin öldürücü zehiriyle tanınan tehlikeli bir türü, düşmanlarına karşı hayranlık uyandıran bir metod kullanarak yuvasını savunur. Bu termitler vücutlarında barındırdıkları zehiri, düşmanlarının üzerine sürerek onları felç ederler. Kolonisindeki diğer termitlere karşı tehlike teşkil eden bir canlıya bu öldürücü zehiri, fırçaya benzeyen uzun üst dudakları yardımıyla sürerler. Alt çeneleri kısa olmasına rağmen üst çeneleri tam bir savunma silahı olacak şekilde biçimlendirilmiştir.
Rhinotermitinae termitleri adı verilen bu savaşçı grup, kendisi gibi zehir püskürtebilen bir düşmanla karşılaştıklarında, bilim adamlarını büyük bir şaşkınlığa sürükleyen mucizevi bir savunma şekli geliştirirler. Eğer savaştığı hayvanın kendileri gibi zehir üretebilen bir hayvan olduğunu anlarlarsa, hemen onun bu zehirini etkisiz hale getirecek bir anti zehir sentezlerler. Vücutlarında ürettiği bu yeni zehiri, düşmanına karşı kullandıktan sonra da geri kalanını bedenlerinde depolarlar. Biyokimyacıların uzun yıllar çalışarak gerçekleştirebildikleri son derece karışık bir kimyasal işlemi bu küçük karıncalar, kendi içlerinde anında gerçekleştirip düşmanlarına karşı kullanırlar.
Savaşçı termitlerin bir- iki santimlik bedenlerinde, binlerce karıncayı öldürmeye yetecek kadar zehir barındırabilmesi ve bunun kendi organlarına hiç bir şekilde zarar vermemesi, Allah'ın insanlar için yarattığı çok önemli bir iman delilidir. Böylesine aciz bir böceğin karşısındaki canlının biyolojik yapısını inceleyip,vücudunda zehir bulunduğunu tesbit edip, zehiri meydana getiren kimyasal maddeleri tek tek öğrenip, sonrada bunu etkisiz hale getirecek bir antizehir üretmesi bilindiği gibi mümkün değildir.Ama bilim adamlarının teknik olarak hiç bir açıklama getiremedikleri bu olayları bu küçük karıncalar, milyonlarca yıldır büyük bir rahatlıkla yapmaya devam ederler .
Savaşçıların başka bir türü olan Makrotermes termitleri de apayrı bir savunma mekanizmasına sahiptirler. Savaşçı termitlerin bu türü, kalkan şeklinde bir başa ve keskin bir bıçak şeklinde alt çeneye sahiptir. Termitler için oldukça önemli olan genç larvaların ve kraliçe termitin bulunduğu kovanı korumakla görevli olan bu savaşçılar, başka hiç bir türün sahip olmadığı değişik bir yöntemle yuvayı korurlar. Bu askerler keskin alt çeneleriyle düşmanın vücuduna yaralar açar ve açtıkları yaraya küçük gövdelerinde biriktirdikleri değişik bir sıvıyı akıtırlar. Bu kimyasal sıvının içinde, karşısındaki canlının açık yarasının iyleşmesini engelleyen maddeler bulunmaktadır. Bu madde sayesinde pıhtılaşma engellenerek, akan vücut sıvısından dolayı hayvan kısa sürede ölür. Termit, bu sıvıyı yaranın üstüne gelmeyecek şekilde düşmanın vücuduna rastgele sürse belkide savaşı kazanmayı başaramayacaktır. Ancak bu usta savaşçı, hiç bir zaman böyle bir hataya düşmez. Bır insana bu küçük hayvanın vücut sıvısının içindeki maddeler söylense, dünyanın en gelişmiş labaratuarının içine konsa ve ölene kadar süre verilse dahi hiç bir eğitim almadan böyle bir sıvı üretmesi imkansızdır.Bir insan için durum böyleyken küçük bir karıncanın bunu kolaylıkla başarması gerçekten düşünülüp, ibret alınması gereken bir durumdur. Allah'ın bu kadar aciz bir varlığa böylesine üstün bir yetenek vermiş olması, insanları imana ve dine açık bir davet niteliğindedir.