MİLİMETRİK SİNİR SİSTEMİNDEKİ JENERATÖR
Doğadaki canlıların birçoğunu yakından tanımayız. Ancak birçoğu öylesine olağanüstü özelliklere sahiptir ki, bunları öğrenmek ve üzerinde düşünmek iman edenler için büyük bir haz. Her bir canlının sahip olduğu yüzlerce özellik onlara Rabbimizin bir nimeti ve ilhamı. İnsan bunları okurken Rabbimizin her an "gözetleme yerinde" olduğuna ve "O'nun alnından tutup denetlemediği" hiçbir canlı olmadığına yakinen tanıklık ediyor.
Hayvanların kendilerine verilemeyecek kadar karmaşık ve ince tasarlanmış bir özellikleri de aralarında kusursuz işleyen haberleşme sistemidir. Şuur ya da akıl sahibi olmayan bu canlılar çok planlı bir şekilde hiç tereddüt etmeden içinde yaşadıkları kolonideki diğer hem cinsleriyle bağlantı kurup anlaşabilirler. Kurdukları bu bağlantı sayesinde çoğalır, beslenir, yolculuk eder, hiyerarşik sistemler kurar, evlerini yapar, onarır, yön bulurlar. Biz bazen onların seslerini duyduğumuzda bunların öylesine çıkan, bir amacı olmayan, belki de istemsiz sesler olduğunu, hiçbir işe yaramadığını düşünebiliriz. Oysa o anda hayvanlar aleminde o sesin çok önemli bir anlamı vardır ve belki de koca bir koloninin o sesle gelen habere göre besin kaynağına yönelmesi, göç edecekleri yönü öğrenmeleri mümkün olmaktadır.
Bu hayvanlar üzerinde onlarca yılı alan çok uzun gözlemler ve incelemeler yapılmış ve çıkan sonuç bunlar arasında, gerçek anlamda bir haberleşme ağının bulunduğunu ispatlamıştır. Ancak haberleşme ağı sadece aynı türler arasında kurulu değildir. Yani hayvanlar aleminde ki haberleşme ağı sadece bir yunusun başka bir yunusla veya bir böceğin sadece kendi türünde bir böcekle haberleşmesiyle sınırlı değildir. Bir kuş yırtıcı hayvanlarla yada tırtıllar karıncalarla bağlantı kurabilmektedir. Düşünün ki insanlar bugün başka bir hayvanla iletişim kurabilmek için onu evcilleştirip, kendine alıştırmakta, çeşitli yöntem ve uygulamalarla bazı hareketleri ancak öğretebilmektedir. Ki insan elinde her türlü teknolojinin olduğu akıl ve şuur sahibi bir varlıktır. Fakat hayvanlar bizim asla yapamayacağımız bir yetenek kullanarak bir karıncayı, bir tırtılı ve hatta kendilernden kat kat büyük bir hayvanı idare edebilir, onunla bağlantıya geçebilirler.
Örneğin cırcır böcekleri hepimizin seslerinden tanıdığımız böceklerdir, fakat hiçbirimiz bu seslerin ne anlama geldiğini bilmeyiz. Oysa bu bağırışlar çok fazla anlam ifade edebilmektedir. Herşeyden önce yapılan araştırmalar cırcır böceklerinin toplu olarak bir anda ses çıkarmadıklarını göstermiştir. İnsan bu sesleri duyduğunda sanki bulunduğu yerdeki tüm cırcır böcekleri aynı anda ses çıkarıyormuş gibi gelebilir ancak erkek böcekler sırayla öterler ve bunu yapmalarının tesbit edilmiş iki tane amacı vardır. Birincisi dişi cırcır böceğine mesaj gönderme, ikincisi de diğer hemcinslerini tehdit etme. Olur da iki erkek böcek aynı anda öterse, bir tanesi daha sessiz kalır ve oradan biraz uzaklaşır.
Dikkat edilirse burada bahsedilen canlı milimetrik bir bedene sahip olan küçüçük bir böcektir. Buna rağmen neden böyle bir ses çıkarması gerektiğini bu sesin karşı taraftan nasıl anlaşılacağını, ne zaman böyle yapması gerektiğini çok iyi bilir. Bu sesi çıkarmasa sessiz kalsa asla çoğalma gerçekleşmeyecek ve cırcır böceklerinin soyu tükenecektir. Öte yandan dişi, böcekten gelen her sese cevap vermez. Çünkü bunun kendi ailesinden ve grubundan olmadığını ötüşünden tanır. Bu konuda gözlem yapan bilim adamları birine A, diğerine B dediği iki farklı grubu karşı karşıya getirdiğinde, A grubunun dişileri yalnızca A grubu erkeklerine yanıt vermiştir. B grubunda da aynı sonuç elde edilmiştir. Melez dişiler de yine melezlerin sesine cevap vermişlerdir. Bu yapılması çok zor bir ayrımdır. Erkeklerin söylediği şarkıları kaydeden ve grafikler hazırlayan uzmanlar, babası A grubundan, annesi B grubundan olan erkeklerin (AxB) olarak tanımlanan şarkılarıyla, babası B, annesi A grubundan olan erkeklerin (BxA) olarak tanımlanan şarkıları söylediklerini, bu şarkılar arasında tanımlanması çok zor farklar olduğunu bulmuşlardır. Melez dişiler ise bu farkı çok iyi anlayabilmektedirler. Mesela AxB'nin dişileri, A, B, ve BxA gibi diğer üç olasılığa rağmen yine AxB'nin erkeklerini tercih etmektedirler. Burada şu çok açıktır ki bu hayvanlar arasında bir diyalog daha doğrusu bir dil var. Aynı bir insanın annesinin, babasının, ve tanıdığı diğer herkesin sesini yüzlerce ses arasından ayırt edebilmesi gibi bu hayvanlarda onca ses arasından kendi grubuna dahil olanların seslerini hemen tanırlar. İnsanlar nasıl birbirleriyle seslerini kullanarak anlaşıyorlar, birbirleriyle bu şekilde bağlantı kuruyorlarsa bu hayvanlar arasında da aynı şekilde bir haberleşme söz konusudur.
Peki bu böcekler söz konusu işlemi nasıl yerine getirmektedirler? Dişiler, aralarında tanımlanamaz farklar bulunan bu şarkıları, nasıl ayırt etmeyi başarıyorlar? Bilim adamları bu olayı sadece bu böceklerin beyinlerindeki sinir hücrelerinin içinde modern bir jeneratör olduğunu ve bu sayede cırcır böceklerinin kendi gruplarından olanların anlayacağı bu şarkıları söyleyebildikleri şeklinde açıklayabilmektedirler. Peki müthiş yeteneklere sahip olan bu jeneratör nasıl oluştu? Jeneratör, güç kaynağı demektir. Özel bir tasarım gerektirir. Hiç kimse ortaya çıkıp, bir jeneratörün tesadüfen oluştuğunu iddia edemez çünkü böyle bir mekanizmanın oluşturulması için sayıları yüzleri bulan teknik bir ekibin var gücüyle çalışması bundan önce de bu işten çok iyi anlayan uzman bir ekibin bunun planlarını çizmesi gerekmektedir. Peki cırcır böceğinin bu görünmez jeneratörünün tasarımcısı ve yaratıcısı kimdir? Başka cırcır böcekleri mi? Rüzgarlar mı? Fırtınalar mı? Yoksa daha biyolojik sebepler mi bunda rol oynamış olabilir? Mesela hücreler? Yoksa bunların da yapı taşı olan atomlar mı? Bir hücre topluluğu bir araya gelip oluşturacakları cırcır böceğinin bir ses çıkarması gerektiğine karar veriyorlar, ardından yine bu böceğin çıkaracağı sesin karşı cins tarafından tanımlanabilecek bir ses olması için bir nevi bu sese şifre yüklüyorlar. Ve sonunda bu şuursuz atomlar veya hücreler çok başarılı oluyorlar ve bu böcekten çıkan ses sadece kendi grubundan olan dişileri çekmeyi başarıyor. Evrimci ve ateist bilim adamlarının iddiası "tabiat ana"nın bu hayvana bu özellikleri bir şekilde kazandırdığıdır. Buna inanmak için insanın tüm ilmi ve akli bilgilerini bir kenara bırakıp, kendisini kandırması gerekir. Çünkü dünya üzerinde bulunan tüm canlılar gibi cırcır böcekleri de apaçık birer yaratılış delilidir. Bediüzzaman Said Nursi'nin dediği gibi "Tabiatı mucid zanneden insan suretinde akılsız bir sarhoştur" (Asay-ı Musa, s. 162).
Bu böceklerin ve diğerlerinin sahip olduğu tüm özellikleri tasarlayan ve yaratan Allah'tır. Ve bu canlıların her birinde Allah'a iman eden kullar için ayetler vardır.
"Şüphesiz, müminler için göklerde ve yerde ayetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı canlılarda kesin bilgi ile inanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 3-4)