Bütün hayvanlar müthiş bir itaat üzerinde yaratılmışlardır. Hiçbir hayvan göremezsiniz ki Allah'ın kendisine taktir ettiği yaşam tarzından çıksın, itaatte ve teslimeyette eksiklik gösetersin. Bunun tam aksine yaratılmış olan tüm hayvanlar insanlara ibret olacak şeklide canla başla büyük bir çalışkanlık örneği sergilerler. Bu çalışkanlıkta da öyle bir kararlılık gösterirler ki doğdukları andan, öldükleri ana kadar bir saniye bile duraksamaksızın çabalamaktadırlar. Çünkü bu onları çok üstün ve Mütekebbir olan Allah'a karşı hiç durmaksızın tesbih etmelerinin apaçık bir göstergesidir.

* Kör oldukları halde lejyoner karıncalar kilometrelerce yolu birbirlerinden ayrılmadan ve kaybolmadan nasıl katediyorlar?
* Temel kol, küçük işçi kancalardan oluşlurken bunlardan daha büyük çok iri çeneli işçi karncalar ana kolun iki yanınıdan ilerlemektedirler. Fakat bu iki tür nasıl birbirine karşımaz? Hangi tür hangi sıraya gireceğini ve hangi görevi yapacağını nasıl bilebilir? Bu karınca sürüsünün millyonlarca olduğunu düşünerek bu intizamdaki olağanüstülük açıkça ortaya çıkmaz mı?
* Lejyoner karıncalar göçebe yaşadıkları için yuvalarını hergün taşırlar. Bu kadar büyük bir kanıca kolonisi niçin yerleşik ve rahat bir hayat yerine böyle zorlu bir mücadeleye girişir?
Müminlerin vicdanlarında derin etki yaratan gönülden tesbine yol açan bu mucizeler bu kadarlada sınırlı kalmaz. Sıranın iki yanında giden işçi kancalar diğer kancalara yol göstermek için koku bırakma yeteneği ile donatlmışlardır. Bu kör karnıcaların diğer kör karıncalara yol gösterme şeklidir. Lejyoner karınca türleri arasında ışıktan hiç hoşlanmayanlar ise ilerlerken uzun tüneller kazarlar. Fakat bu onları ağarlaştırmaz, çünkü bu tüneller çok hızlı yapılır. Lejyoner kanıcaların gösterdiği zeka ve kolların düzgünlüğü sadece hayvanların Cenab-ı Allah'tan aldığı ilham sonucunda oluşur ve bu kör karıncaların içgüdüleri onları önlerindeki karıncayı izlemeye zorlar.
Bütün bunlar yalnızca Rabbimizin izin verdiği ölçüde öğrenebildiklerimizdir. Yaratılıştaki sırları çözmek için araladığımız her kapının ardından yepyeni kapılar ve sorular ortaya çıkar. Allah-u Teala'nın yaratışta gösterdiği sanat ve ilmi kavramak ve tam anlamıyla öğrenmek için aciz insanın ne ömrü ne de zakası yereli değildir. Hiç şüphe yok ki yarattığı benzersiz alemleri eksiksiz bilen, içinde yaşananların hepsinden haberdar olan ve tüm ordularını durmakzısın gözetleyen yalnızca bir ve tek olan Rabbimizidir.
"Allah'ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O'dur; beşin altıncısı da mutlaka O'dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir. " (Mücadele Suresi, 7)