DARWİN'İ YALANLAYAN İSPİNOZ KUŞU
Yeryüzünde Allah'ın yarattığı bütün nimetler, insan için yaratılmış ve onun hizmetine sunulmuştur. Tüm bu nimetler, insanın Rabbine yakınlaşmasına, korkusunun artmasına ve şükrüne vesiledir. Çünkü bu varlıkların herbiri Allah'ın sonsuz güç ve azametinin birer eseridir.
Hayvanlar alemi de bildiğimiz ve bilmediğimiz birçok alemden yalnızca biridir. Fakat bu geniş alemdeöyle muazzam ve gizemli bir yaşam hüküm sürer ki, insanlarda hayranlık uyandırmanın yanısıra onların Allah'ın sonsuz aklına olan teslimiyetlerini dearttırır.
Örneğin küçük bir Dinopis örümceği, özenle ördüğü ağını bacaklarının arasına saklar ve ani bir hamle ile yanından geçen karıncanın üstene fırlatır. Bu avlanmanın her safhası örümcek tarafından hem zekice hem de ustaca planlanmıştır. Av için kendisine gerekli "araç" olan ağını örmekle işe başlayan örümcek, bunun için dışarıdan herhangi bir malzeme toplamaya gerek duymaz. Çünkü Rabbinin kendisine lütfettiği bir yetenekle, ağının ipini kendisi üretir. İnsanın dahi beceremeyeceği sağlamlık ve güzellikte ağını örmeyi başaran örümceğin, bu ağı bacaklarının arasında saklaması "bilinçsizce yapılan bir hareket" değildir. Hiçbir zaman saklama ihtiyacı duymadığı ağını, sadece avını gördüğü zaman bacaklarının arasına saklaması olağanüstü bir akıl örneğidir. Dinopis örümceğineRahman olan Allah, rızkını bulmada böyle bir yol göstermiş, o da bunu hiç şaşırmadan ve aksatmadan yerine getirmiştir.
Bu örümceğin özelliklerinden biri de avını yakalayabilmek için büyük bir sabırla, uzun süre "tetikte" beklemesidir. Avı yaklaştığındabacaklarının arasında sakladığı ağını ortaya çıkarır ve göz açıp kapayana kadar, avının üzerine dolar. Dünyanın neresinde olursa olsun Dinopis örümcekleri bu yöntemle avlanırlar. Yani avlanmak için araç kullanır, üstelik bu araçları da kendileri üretirler. Bu ise başlı başına bir mucizedir. Çünkü herşeyden önce bir araç yapmak için, bunun ne yönde kullanılacağının planlanması gerekir. Örümcek bu planı yaparken kullanacağı aracın boyutlarını, esnekliğini ve şeklini ayrı ayrı hesaplamak zorundadır. Çünkü bu aletin esnekliğindeki veya büyüklüğündeki herhangibir hata, onu kullanım dışı bırakır. İnsanların bile bugünkü teknoloji ile yapamadığı kadar profosyonel bir yapıda olan bu ağı, küçük bir örümceğin kendi aklı ile yapabilemesi hiçbir şekilde mümkün değildir.
İnsanların teknik olarak açıklayamadığı inanılmaz bir akıl gösterisi de Ağaçkakan İspinozlarının avlanma metodudur. Bu kuşun sahip olduğu yetenekler, başta evrim yalanını ortaya atan Darwin olmak üzere, tüm tesadüfçüleri susturmaya tek başına yetmiştir. İspinoz kuşu, ihtiyacı olan böcekleri, ağaç gövdelerindeki minik oyuklardan çıkarmak için, ince bir ağaç dalı kırıp koparır. Kopardığı bu çubukla kabukların altında gizlenen böcekleri dışarı çıkarır. Bu şekilde yiyeceğini elde etmiş olur. Aynı durum insan için sözkonusu olduğunda,bunu yapmanın görüldüğü kadar kolay olmadığı anlaşılacaktır. Bir insanın ince bir ağaç dalıyla küçük bir delikten böcek larvası ve karıncaları çıkarmayı başarması oldukça zordur. Fakat bu kuşlar, bu hareketi inanılmaz bir hızla hç zorlanmadan yaparlar. Üstelik ispinozlar, bu işi sadece gagalarını kullanarak başarmaktadır.
Küçük bir çubuğu araç edinen bu kuşa, eğer Rabbi yol ve yöntem göstemeseydi belkide açlıktan ölecekti. Fakat, rahmetiyle her yeri kuşatan Allah, yarattıklarını hem en güzel şekilde rızıklandırmakta hem de koruyup gözetmektedir. Ve bu kusursuz düzen, milyonlarca yıldır hiç aksamadan süregelmektdir.
İbibik kuşu ise, ne araç yapabilir ne de kullanabilir . Fakat yuvasını on beş ayrı safhada son derece farklı bir yol izleyerek inşa eder. Bu kuşun yuvasını yaparken kullanacağı malzemeleri toplaması bile başlı başına bir mucizedir. Genellikle bütün kuşlar, yuva inşasında çalı çırpı kullanırken, ibibik kuşu kendisine adeta insanların yaptığı döşeklere benzer konforlu bir yatma yeri hazırlar. Bunun için de çalı çırpıdan inşa ettiği yuvanın üstünü, doğadaki en yumuşak malzemeleri bir araya getirerek, titiz bir şeklide döşer. Etraftan topladığı yosun, yün, kuştüyü gibi maddeler, ihtiyacı olduğu konforu sağlamaya yeter. Bir kuşun, normal koşullarda sadece çalı çırpıdan oluşan bir yuvayı yeterli görmesi gerekirken bu kuş, aradaki rahatlık farkını neye göre hesap etmektedir? Çevresinde bolca bulunan toprak, taş, ot gibi maddeler yerine hangi düşüncey le, olabilecek en yumuşak malzemeleri arayarak bir araya getirebilmektedir? Diğer bütün canlılara olabilecek en hikmetli hayatı nasip eden Rabbimiz, ibibik kuşuna da bu konforlu yaşamı bahşetmiştir.
Bir başka ilginç örnek de dişi vespadır. Bu hayvan yuvasını, toprağa bir delik açarak yapar. Bu deliği açabilmek için, bacaklarıyla toprağı kazan vespa, burayı kendisine gerekli olan yiyecekler doldurduktan sonra, son derece ilginç bir metodla yuvasını kamufle eder. Bu hayvan yuvasını kazarken dışarıda kalan toprağı ve ağzıyla taşıyıp getirdiği taşları birleştirerek yuvasının üstünü kaplar ve görünmez hale getirir. Yuvasını kamufle etmede kullandığı bu yığının kolayca dağılmaması için, ağzında tutuğu bir taşı çekiç gibi kullanarak bu toprak ve taşları sıkıştırır. Böylece sağlamlaşmasını sağlar. Dişi vespa, ormanlık bir arazinin içinde yuvasını kolayca kaybetme ihtimaline karşı da önlem almayı ihmal etmez. Yaptığı yuvanın üstüne sadece kendisinin anlayabileceği bir işaret koyarak , geri döndüğünde yuvayı bulabilmesini garanti altına almış olur. Normal koşullarda bu hayvanın sadece kendisine bir çukur kazıp, burayı yuva olarak kullanması gerkirdi. Fakat vespalar, bunun yanında besin deposu olarak kullandıkları bu çukuru gizleme ihtiyacı hissederler. Bir hayvanın kendi aklı ile olabilecek bir tehlikeye karşı, tedbir almayı düşünüp, uygulaması imkansızdır. Üstelik vespalar bunu yaparken, sağlamlığını da gözönünde bulundurmuştur. Bunun da ötesinde yaptığı yuvanın, bulunduğu ortama olan benzerliğini hesaplayarak, ayırt edici bir işaret koymayı düşünmesi, sadece sonsuz akıl sahibi bir varlığın bunları ona yaptırması ile açıklanabilir.
Toplu halde yaşayan hayvanlardan herbirinin düşmanı püskürtmek için diğerleriyle birlikte hareket etmesi ve karşılığını görebileceği bir konuda başkalarına yardım etmek gibi "sosyal" davranışlarının olması doğada tecelli eden sayısız yaratılış delilerinden sadece bir kısmıdır. Hayvanların meydana gelebilecek değişikliklere ve istenmeyen duramlara karşı davranışlarını, diledikleri gibi ayarlayabilmeleri ise sadece Rabblerinden onlara verilen bilgiyle mümkün olmaktadır.