BAKTERİLER
Bilim hergün yeni harikalar keşfetmekte ve bu keşiflerin sonucunda, insanın hiç haberi olmadan, miyonlarca seneden beri müthiş bir uyum ve performans göstererek, inanılmaz işleri ve düzenleri sessiz sedasız tanzim eden pek çok canlı gün ışığına çıkmaktadır.
İşte bu canlılar arasında öyle bir tanesi vardır ki özellikleri incelendiğinde dünya şartlarında Allah-u Teala'nın böylesine yetenekleri tek bir canlıda tecelli ettirmesi, insanı çok büyük bir hayrete sürüklemekte ve her Rabbimizin dilediği canlıyı dilediği şekilde yarattığının ve her canlının sahip olduğu tüm özelliklerini Allah'a borçlu olduğunun açık bir delilini oluşturmaktadır.
Bir canlı hem havayı temizleyip, hem yoğurt, peynir gibi çeşitli besinlerin üretilmesine faydalı olup hem sıfırın altında hem 100 derecenin üstündeki sıcaklıkta yaşayıp, üstelik enerjisini çok çeşitli kimyasal kaynaklardan elde edebilir mi?
Yeryüzünde bu özelliklere sahip olan tek canlı olan bakteriler, çıplak gözle görülemezler ancak mikroskop altında incelendiklerinde, sayıları dünyada belli bir canlı grubuna ait en büyük kitleyi oluştururlar. Genellikle zararlı yönleriyle tanınan bakterilerin, bunun yanısıra insan yaşamına olan katkıları saymakla bitmez.
Gözümüzle bile göremediğimiz bu canlılar, yıllarca bu işin eğitimini görmüş en profesyonel kimyagerlerin bile başaramayacağı son derece karmaşık işleri Allah'ın kendilerine vermiş olduğu yetenekleri sayesinde hiç zorlanmadan yerine getirirler. Cüsselerinden hiç umulmayan bir çalışkanlıkla durmaksızın yararlı bir faaliyet içinde olan bakteriler, besin, mineral ve enerji konularında müthiş birer kimyacı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bakteriler, tüm dünyadaki canlıların tam bir uyum içinde yaşamalarını sağlayan ekolojik dengede çok önemli bir rol oynarlar. Doğada kirlilik yaratan en büyük etmenlerden birisi ölmüş olan canlılar bedenleri ya da hayvanların yemeklerinden geriye kalan artıklardır. Normal şartlar da çok kısa bir süre içinde çürüyerek etrafa mikrop yayacak olan bu atıkların giderilmesi canlılar aleminin mikroskobik temizlikçileri olan bir bakteri grubu tarfından üstlenilmiştir. Bu bakteriler, ölmüş canlıları parçalayarak yok edip onların bu zararlı yönlerinin ortadan kaldırmakla kalmazlar, ayrıca bu canlıların vücutlarındaki proteinlerde bulunan azotun ve diğer minerallerin toprağa karışmasını ve yeniden kullanıma geçip faydalı hale gelmesini sağlarlar.
Başka bir canlının böyle bir beslenme alışkanlığını deneme durumunda hemen zehirleneceği kaçınılmaz bir gerçekken, bakterilerin kendileri hiç etkilenmeden, hiçbir önlem almadan böylesine önemli bir işi üstlenmiş olmaları Rabbimizin ilhamı ve korumasından başka bir şeyle açıklanamaz. Sadece bu işlem bile bu canlıların ne kadar hayatı bir faaliyet içinde olduklarını anlamak için yeterlidir. Allah'ın Tahir sıfatın bu canlılar vesilesiyle tecelli etmekte ve böylece varolan denge biz hiç farkında değilken devam etmektedir.
Çevre temizliğine olan katkılarının yanısıra, Allah bakterileri tıp alanında da insanlığın hizmetine vermiştir. Rabbimzin yönlendirilmeye açık olarak yarattığı ve kullarına da nasıl yönlendirileceğinin öğrettiği bakteriler, geneteik yapısı değiştirilmek istenen canlılara aktarılacak olan genleri taşımada bir araç olarak kullanılırlar. Örneğin böbrek eksikliği olan kişilerde bulunmayan ve insanın yaşamının devamı için elzem olan bir hormonunun yapımını sağlayan gen, bakterilere aktarılmakta ve bu bakterilerde yerleştirildikleri vücutlarda, Allah'ın Şafi sıfatının birer tecellisi olarak mucizevi şekilde bu eksikliği gidermeye vesile olmaktadırılar.
Aynı şeklide denize petrol yayılmasına sebep olup doğal yaşamı riske sokan petrol tankeri kazalarında kullanılmak üzere petrol ürünlerini porçalayan bakteriler geliştirilmiştir. Cenab-ı Hakkın bu bakterileri bozucu olan bu maddeye karşı bir kurtarıcı faktör olarak vücuda getirmesi, O'nun üstümüze yaydığı rahmetin bir göstergesidir. Bunun yanında bakteriler arasında antibiyotik üretenler hatta vitamin sentezleyenler bile vardır. Üstelik bakteriler bu işlemi akla gelebilecek her ortamda ve koşullda rahatlıkla gerçekleştirmektedirler. Örneğin yalnız bağırsaklarda yaşayan 400 tür bakteri, birbirleriyle son derece büyük bir uyum içinde besinleri sindirir, vitamin emer ve üretirler. Ayrıca bakterilerin antibiyotik ve aşı elde edilmesine yardımcı olmalarıda hayret verici özellikleri arasında yer alır.
Ancak bir mikrometre çapında olan bakterilerin tüm bu işlemleri yapan bedenleri, sadece hücre zarından ve DNA ipliğinden başka bir yapı içermezler. Tüm bu karmaşık olayları, bu yapının neresinde ve hangi karar mekanizmasıyla gerçekleştirebildiklerini ise bilim adamları hiçbir şekilde açıklayamamaktadırlar. Bu müthiş faaliyet ise ancak Allah-u Teala'nın ilhamı ve yönlendirmesiyle açıklanabilir.
Bakteriler sayılarının fazlalığının sebepleri arasında öyle bir etmen vardır ki, bu küçük canlının, gücünün kat küt üstünde olduğu ve ancak Allah-u Tealanın bahşettiği bir nimet olrak açıklanabileceği aşıkardır.
Bakteriler bölünerek çoğalırlar ve her bölünme sonucunda biri diğerinin aynı olan iki ikiz hücre meydana gelir. Ancak bakterilerin doğal yaşam koşulları bozulduğunda, inanılması güc bir olay gerçekleşir. Bakteri yine ikiye bölünür ama bu kez biri büyük ve diğeri küçük olan iki hücre meydana gelir. Bunlardan büyük olanı küçük olanı içine alır ve tam 10 saat boyunca tüm enerjisini harcayarak bu küçük hücrenin kendisini korumasına yardım edecek güzel bir protein kılıfı oluşturmasını sağlar. Böylece spor adı verilen küçük hücre değişen olumsuz koşullardan etkilenmez ve her koşula karış son derece dayanıklı hale gelir.
Sporlar ise binlerce yıl gibi uzun zaman yaşayabilirler. Hatta uzun süre uykuda kaldıktan sonra uyğun koşullar elde edildiğinmde tekrar gelişmeye başlarlar. Buna örnek araştırmacıları kısa bir süre önce bulmuş olduğu milyonlarca yıl önce bir çam reçinesi içinde ölmüş ve bu güne kadar doğal olarak korunmuş olan bir arıdır. Bu arının karnından çıkarılan bakteri sporları mucizevi bir şekilde kolayca yeniden gelişmeye başlamışlardır.
Herhangi bir canlı için imkansız gözüken bu olay, Cenab-ı Allah'ın bu canlı için dilemesiyle mümkün hale gelmiştir. Bu konu insanın aklına hemen, böylesine dayankıklı bir canlının nasıl olupta tüm dünyayı istila etmediği sorusunu getirmektedir. Bu noktada yaıplan araştırmalar, örneğin bağırsaklarda yaşayan bir bakteri cinsi olan E.coli'nin 20 dakikada bir ikiye bölündüğünü ortaya çıkarmıştır. Bu durumda tüm E. coli'leri kapsayarak yapılacak bir hesap, bu bakterilerin tüm dünyayı kaplayacak hacime 43 saatte ulacaklarını gösterir. Hatta iki saat daha geçtiğinde dünyaya yaklaşık aynı ağırlığa gelecekleri bile düşünülmüştür. Öyleyse bu durumun oluşmasına engel olan şey nedir?
Doğadaki her olyada olduğu gibi bu olayda da Allah-u Teala'nın kurmuş olduğu çok hassas bir denge bu durumun meydana gelmesini engeller. Dilediğine can veren, dilediğinin dilediği zaman canını olan Rabbimiz, bu bakterilerin ölümüne diğer bakterilerin ürettiği antibiyotikleri vesile etmiştir. Bunun neticesinde, birçok bakteri çoğalmaya fırsat bulamadan ölürler. Böylece yürürlükte olan hassas dengede, Rabbimizin nimetiyle insanların yararına olarak devam eder.